İİK. 89/III uyarınca üçüncü kişinin «icra mahkemesi»nde değil, «genel mahkeme»de olumsuz tesbit davası açabileceği–
Yasal süresinde itiraz edilmemesi nedeniyle haciz ihbarnamesinin kesinleşerek hacze konu borcun üçüncü kişinin zimmetinde sayılmasının, takip hukuku kapsamında bir kesinleşme olup, bu durumun «ödeme emrine itiraz» kapsamında üçüncü kişinin SSK aleyhine açacağı «ödeme emrinin iptali» davasında, kurum borçlusuna karşı borcu olmadığı ya da malın yedinde bulunmadığını iddia ve isbat etmesine engel bulunmadığı–
Borçlu ile üçüncü kişi arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, ileride doğması muhtemel haklar için (ileride borçluya ait olacak katlar için) henüz borçlu adına kayıtlı olmayan, üçüncü kişiye (arsa sahibine) ait bulunan taşınmaz (daireler) üzerine haciz konulamayacağı–
Alacaklı tarafça üçüncü kişiye çıkarılan birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinin icra mahkemesince iptali halinde, bu ihbarlara dayalı olarak üçüncü kişinin icra veznesine yatırdığı parayı alacaklıdan muhtıranın kendisine tebliğ tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun değişik 2. maddesinde öngörülen avansa faiz oranı ile birlikte talep edebileceği, icra veznesine paranın yatırıldığı tarihten muhtıranın tebliğ tarihine kadar uğradığı zararı için üçüncü kişinin ayrıca mahkemede dava açma hakkının saklı olduğu–
Haciz ihbarnamesi ile yatırılması istenmiş olan paranın icra dairesine yatırılmasından sonra icra mahkemesince haciz ihbarnamesinin iptaline karar verilmiş olması halinde, haksız ödenmiş olan paranın İİK. 361 uyarınca icra müdürlüğünce hükme gerek kalmaksızın geri istenebileceği–
İİK. 89/III uyarınca 3. kişinin açtığı olumsuz tespit davasının reddi halinde, mahkemece talep olmasa dahi (kendiliğinden) «dava konusu şeyin % 40’ından (şimdi; 6352 s. Kanun uyarınca %20'sinden) aşağı olmamak üzere» davalı lehine tazminata karar verilmesi gerekeceği–
İİK. 89/III uyarınca açılan olumsuz tesbit davasının reddi halinde mahkemece -davalının talebi olmasa da- kendiliğinden davalı lehine % 40’dan (şimdi; 6352 s. Kanun uyarınca %20'den) aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesi gerekeceği–
Borçlunun limited şirketteki ortaklık payının, İİK. 89’a göre doğrudan doğruya haczedilemeyeceği ancak şirket ortağı (borçluya) isabet edecek kâr payının haczedilebileceği– Not: 6102 sayılı yeni TTK. nun 133/(2) maddesinde sermaye şirketlerinde alacaklıların, borçlu ortağın senede bağlanmış veya bağlanmamış paylarının İİK. nun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebilecekleri açıkça öngörülmüş olduğundan bu yeni düzenleme karşısında -eski 6762 sayılı TTK. nun 522. maddesi yürürlükten kaldırılmış olduğundan- limited şirket ortağından alacaklı olan kişiler borçlu ortağın limited şirketteki payına haciz koyup sattırabileceklerinden yukarıdaki içtihatların önemi kalmamıştır-
İİK. 89/III’te öngörülen 15 günlük hak düşürücü süre içinde açılmamış olan olumsuz tesbit davasının «süre yönünden reddine» karar verilmesi gerekeceği–