İİK. 89/IV uyarınca icra mahkemesinde alacaklı tarafından açılan davada, «üçüncü kişinin cezalandırılması isteği»ne ayrıca «tazminat talebi» de eklenebileceği gibi, bu tazminat isteğinin ceza davasından ayrı olarak müstakil bir dava konusu da yapılabileceği–
TTK. 258 (şimdi; Yeni TTK. mad. 319) ve 264’deki (şimdi; Yeni TTK. mad. 325) koşullar gerçekleşmeden, komandit şirketin borcundan dolayı, ortaklar hakkında takip yapılamayacağı–
İkinci (şimdi; üçüncü) haciz ihbarnamesine karşı, 3. kişinin, takip alacaklısı aleyhine mahkemede olumsuz tesbit davası açması gerektiği- Şikâyet yolu ile, yürütülen takibin durdurulamayacağı–
Gönderilen haciz ihbarnamelerine karşı üçüncü kişilerin, «dilekçe» ile veya «icra tutanağına geçirecekleri sözlü beyan» ile itiraz edebileceği, telefonla yapılacak itirazın geçersiz olacağı–
«Haciz ihbarnamelerinin usulsüz olarak tebliğ edilmiş olduğu» hususunun, ihbarnamelerin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde şikâyet yolu ile ileri sürülmesi gerekeceği–
Üçüncü kişinin tazminata mahkûm edilebilmesi için, borçlunun kendisinde likit bir alacağı bulunması gerektiği–
Alacaklının, İİK. 89/IV’e göre üçüncü kişiye karşı icra mahkemesinde açtığı «tazminat davası»nın red edilmesinden sonra, aynı konuda genel mahkemede yeniden dava açamayacağı (icra mahkemesinin tazminat hakkındaki kararının, taraflar arasında maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceği)–
Birinci haciz ihbarnamesine süresinde itiraz eden üçüncü kişiden (bankadan), «birinci haciz ihbarnamesinde belirtilen parayı icra dairesine yatırması»nın istenemeyeceği, aksi davranışın süresiz şikâyete neden olacağı–
Âdi ortaklıklarda, ortaklardan birinin kişisel borcundan dolayı, «bu ortağın payı oranında» ortaklığa ait -iştirak halindeki mülkiyet konusu- mallara haciz konulabileceği–
İtiraz dilekçesinin icra dairesine geliş tarihinin icra tutanağına yazılmamış olmasının -dilekçe üzerine sadece havale tarihinin yazılmış olmasının- itirazı geçersiz hale getirmeyeceği–