Eşinin kiracı olduğu taşınmazdan eşine bağlı olarak yararlanan kişinin eşinden boşanmış olması ve kiracı eşin de kiralananı terk ettiğinin anlaşılması halinde davalının elatmasının önlenmesine karar verilmesi gerekeceği–
Her ne kadar davalı taraf; önce açılan davada, arsa üzerindeki binanın davalılar tarafından yapıldığına hükmedildiği ve bu kararın kesinleştiğini savunarak (ecrimisilin bina hariç arsa üzerinden hesaplanmasını) ileri sürmüşse de, aynı kararda taşınmazın da tahliyesine de hükmedilmesine rağmen davalı binayı kullanmaya devam ettiğinden davacının TMK'nın 683 ve 684. maddeleri hükümlerine dayanarak bina dahil ecrimisil işleme hakkının bulunduğu-
Üzerinde paylı mülkiyet olan taşınmazın belli bir bölümüne mahsusen tapu tahsis belgesi verilmesine yasal olanak bulunmadığı ve 2981 sayılı İmar Affı Yasası’nında böyle bir tahsise olanak tanır nitelikte olmadığı–
Suya elatmanın önlenmesi davalarında görevli mahkemenin, yararlanan taşınmazların sulu ve susuz değeri arasındaki farka göre belirleneceği–
Bir kimse kendisine veya kanunun himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait taşınmaz üzerine bütünleyici parça niteliğinde yapı inşa etmiş, imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamayacağı- Tecavüz imar uygulaması sonucu meydana gelmiş ise arsa sahibinin bina sahibine bina bedelini ödemesi halinde mahkemece el atmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesinin mümkün olabileceği-
Mülkiyet hakkı ayni hakların en önemlisi ve en geniş yetkileri kapsayanı olup, doayısıyla devamlıdır; yerdeki bozulma, eski hale getirilmediğine göre, zamanaşımı işlemeye başlamaz; kaldı ki davacı Hazine olduğundan yetkili makamın oluru bulunmadan dava açılamayacağına, somut olayda da böyle bir olur alınmasına göre zamanaşımının işlemeye başlamayacağı-
Tabii ( meyve veren ağaçlar) ya da hukuki (kiraya verilerek kira geliri elde edilmesi) semere getiren taşınmazlar için, Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre, taşınmazı kullanan malikin diğer maliklerin hakkını inkar etmiş olması halinde intifadan men şartı aranmayacağı-
Arazi üzerindeki mülkiyetin, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsayacağı–
Yönetsel makam tarafından alınan; kişinin mülkiyet hakkını sınırlayıcı, tasarrufunu önleyici nitelikteki önleme kararının infazı ve Hazine temsilcisine teslimi suretiyle Hazinenin muaraza (sataşma) ortaya çıkardığı, bu durumda yapılan müdahalenin ve çıkarılan muarazanın (sataşmanın) haklı olduğunu söyleyebilme olanağının bulunmadığı-