Paydaşlar arasındaki el atmanın önlenmesi davalarında, öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulması gerekeceği, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiğinin saptanması gerekeceği, yoksa uyuşmazlığın, müşterek (paylı) mülkiyet hükümlerine göre çözümleneceği–
Paylı taşınmazın kiraya verilmesinin "önemli idari tasarruf" niteliğinde bulunduğu, bu taşınmazın ancak "adet" ve "pay" çoğunluğuna sahip paydaşlar tarafından kiraya verilebileceği–
Çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi isteğine ilişkin davalarda çap kayıtlarının iptale kadar geçerli olacağından, düzeltilinceye kadar bu kayıtlara itibar edileceği ve taraflar arasındaki çekişmenin buna göre çözümlenmesi gerekeceği–
Paydaşlar arasında oluşmuş fiili kullanma biçimine aykırı el atmanın önlenmesine karar verilmesi gerekeceği ve bunun için fiili kullanma biçiminin oluştuğu tarih itibariyle bu halin tapu kaydına şerh edilmesinin de aranmayacağı–
Köy tüzel kişiliği aleyhine açılan el atmanın önlenmesi davalarında davayı kabul yetkisi bulunmayan köy muhtarının beyanının hukuki sonuç doğurmayacağı-
Paydaşlar arasındaki elatmanın önlenmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon plânının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde durulması, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiğinin saptanması gerekeceği–
474 sayılı Yasanın uygulama alanı içine giren yerlerde, yani Kars, A.han, Artvin İlleriyle Kulp ve Iğdır İlçeleri ve Hopa İlçesinin K.paşa Bucağındaki arazilerde, mera, yaylak ve diğer köy orta mallarının ispatı için tanık dinlenemeyeceği, bu kuralın kesin olduğu, bu gibi yerlerde bir yerin orta malı olduğuna dair iddianın ancak belgelerle ispat edilmesi zorunluluğunun bulunacağı-
Komşu sınırda yer alan ağaçlara ait gölgenin neden olduğu verim kaybının ağaçların dalları kesilmek suretiyle giderilmesi mümkün iken ağaçların kökünden kesilmesine yönelik karar verilmesinin kanuna aykırı olacağı–
Paylı mülkiyete konu olan bir taşınmazda geçerli bir kira ilişkisinden söz edebilmek için malikler yönünden pay ve paydaş çoğunluğunu sağlayan bir sözleşmenin varlığının zorunlu olduğu, bu şekilde kurulmamış olan bir sözleşmenin maliklerin sonradan verecekleri onay ile de geçerli kılınabilmesinin mümkün olduğu–
«E. davası» açılabilecek hallerde «tesbit davası» açılamayacağından, davacı tarafından açılan «muhdesatın aidiyetinin tesbiti» istemiyle açılan davanın «hukuki yarar yokluğu» nedeniyle reddedilmesi gerekeceği–