Dere yatağına muhdesat yapmak ve ağaç dikmek suretiyle elatıldığının sabit olması halinde sadece "elatmanın önlenmesi"ne karar verilmekle yetinilmeyip "yıkım"a da karar verilmesi gerekeceği–
Paydaşlar arasındaki elatmanın önlenmesi davalarında tüm paydaşları bağlayan harici taksim sözleşmesi varsa veya fiili kullanma biçimi oluşmuşsa, çekişmenin buna, aksi takdirde müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesi gerekeceği–
Kayden davacı Vakıflar İdaresine ait taşınmazla ilgili olarak belediyece davalıya verilen tahsis belgesinin mülkiyet sahibi vakıflar açısından değerinin olmayacağı–
Taşkın yapı malikinin iyiniyetinden söz edebilmek için kendinden beklenen tüm dikkat ve özene rağmen sınırı taştığını bilmemesi veya bilebilecek durumda olmaması gerekeceği, kadastral parsellerin oluşmasından sonra taşkın yapının yapıldığı durumlarda iyiniyetten söz edilemeyeceği–
Sözleşme tarihindeki harici satış bedeli üzerinden davalı lehine hapis hakkı tanınması gerekeceği–
Orman sınırı içinde kalan meraya elatmanın önlenmesi kadim kullanma hakkının hangi köye ait olduğu yöntemince saptanarak sonucuna göre karar verilmesi gereceği–
Zarar (eylemli elatma) bulunmadıkça salt imara aykırılığın idareyi ve idari yaptırımı ilgilendireceği, elatmanın önlenmesi kararı verilmesini gerektirmeyeceği–
Köy boşluğu Hazineye ait olduğundan elatmanın önlenmesi davası açma hakkının da Hazineye ait olacağı–
Bir taşınmazın imar planında park olarak ayrılmasının fiilî el atma sayılamayacağı-
El atmanın önlenmesi davasında, dosya arasında bulunan Kaymakamlık men kararı içeriğine ve özellikle üçüncü kişi durumunda bulunan ve taraflarla herhangi bir ilişkisi olmayan davalı tanıklarının açık anlatımlarına göre, nizalı taşınmazın F. Er tarafından davalıya bağışlandığı, halen onun kullanımında olduğu ve davalı Ümmü tarafından bağ ve bahçe haline getirildiği anlaşılmış olup mevcut deliller karşısında davacının davasının kanıtlandığı kabul edilemeyeceğinden kanıtlanamayan davanın bu nedenle reddine karar verilmesinin gerekeceği-