Davacının taşınmazının genel yola çıkışı olması halinde geçit ihtiyacından söz edilemeyeceği fakat genel yola çıkışı başkaları tarafından kapatılmışsa bunun için yola elatmanın önlenmesi davasının açılabileceği-
Yönetim planının hazırlanmış olması yeterli olup, imzalanmaması halinde mahkemece imzalanmış sayılmasına karar verileceği, Kat Mülkiyeti Yasası'nın 5912 sayılı Yasayla değişik 12. maddesi gereğince noterden onaylı bağımsız bölüm listesi aranmadığı, keza hazırlatılan projenin ilgili Belediye Başkanlığına gönderilerek onaylanıp onaylanmayacağı hususunun mahkemece sorulup sonucuna göre işlem yapılması gerektiği hususları dikkate alındığında davalının kesin mehil gereğince üstüne düşen görevleri yerine getirdiği anlaşıldığına göre yerinde olmayan gerekçelerle satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Çeşmenin hukuki varlığının kabul edilebilmesinin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/A maddesine göre köy tüzel kişiliği adına tescili halinde mümkün olacağı-
Tapu siciline güven ilkesi gereğince;orman sınırı içinde kalan taşınmaz üzerinde kamu yararı gözetilerek irtifak hakkı tesis edilmiş olsa bile 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 15. ve 17. maddelerinde gösterildiği şekilde irtifak hakkı kurulması gerektiği-
Belediye taşınmazlarının satışına karar verme yetkisinin belediye meclisine ait olduğu-
Davalı tarafın kullanmakta olduğu işyerinin bir bölümündeki dükkanların ön bahçesindeki faaliyetini ortadan kaldırmak, sınırlamak veya bu sonuçları doğuracak şekilde tedbir kararı vermek davalı tarafın ticaret özgürlüğünü kısmen ortadan kaldıran ve onun ticaretini sınırlayan telafisi mümkün olmayan durumlar yaratan bir uygulama mahiyetinde olup; yönetim planınca davalı tarafa tahsis edilen bahçedeki faaliyetin geçici olarak dahi durdurulmuş olmasının aşağıda değinilen mevzuat karşısında kabul edilemez bir uygulama olduğu-
E.tan konumunda bulunan kişinin yargılamanın devam sırasında ölümü ile elatma ol­gusu son bulacağından bu istek bakımından davanın konusuz kalacaktır; ancak, mirası reddetmeyen mirasçıların, murisin halefi sıfatı ile koşullarının gerçekleşmesi halinde ecrimisilden sorumlu olacakları kuşkusuz olacağından yargılama sırasında ölen davalı­nın varsa mirası reddedenler dışında kalan tüm mirasçılarının davada yer almaları temin edilmeksizin neticeye gidilmemesi gerekeceği-
Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1987/1192 Esas-1988/85 sayılı hükmen tescil kararının tapuya işlenmemiş olmasının mülkiyet hakkını ortadan kaldırmayacağı-
5841 sayılı yasa ile değişik 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 12/3.maddesindeki hükmün iptal ve yürürlüğü durdurma kararları karşısında iptal edilen “iddia ve taşınmazın niteliğine yahut” ibaresi çıkarılmak suretiyle ; “...Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı-
Mera komisyonunun tahsise ilişkin kararlarının, bunlara karşı 30 (otuz) gün içinde dava açılmaması nedeniyle kesinleşmesi; bu yerin mera vasfının kesinleştiği, başka bir yasal yolun kalmadığı anlamına gelmemekte; 21.maddede yer alan 5(beş) yıllık hak düşürücü sürede tespitlerden önceki hukuki nedenlere dayanılarak açılacak davada tahsis kararlarında belirtilen haklara yönelik iddiaların ileri sürülmesi ve mera belirlemesine karşı çıkma olanağının bulunduğu-