Davacının, davalının oğlu ile resmi nikahlı evli olduklarını, davalı ile dava dışı oğlu arasında o yer Aile Mahkemesinde açılmış olan 'boşanma davasının derdest bulunduğunu', davalı gelini ile oğlu arasındaki 'evliliğin fiilen sona erdiğini', davalı gelininin kendisine hakaret ettiğini, bu konuda jandarmaya şikayette bulunduğunu, davaya konu konutun kendisine ait olduğunu, bu binada davalı gelininin ikamet etmesine muvafakat etmediğini açıklayarak davalının söz konusu binadan fuzuli şagillik nedeniyle tahliyesine karar verilmesini talep ettiği davada, bina sahibi olan kişi dava açmakla muvafakatını geri almış sayılacağından ayrıca, bir ihtarname çekmeye gerek kalmaksızın davaya bakılması, varsa tarafların bu konudaki yazılı taktiri tüm delillerinin toplanması gerektiği- Davacının dilekçesinde iddia ettiği üzere davalı gelininin kendisine hakaret etmesi nedeniyle yaptığı şikayet ile ilgili evrakın da incelenmesi gerektiği; bu eylemin dahi başlı başına muvafakatın geri alındığının kanıtı olduğu- Kira sözleşmelerinin her zaman aksi ispat edilebilecek delil niteliğinde olduğu; ancak o sözleşmenin taraflarını bağlayacağı-  Binanın inşa edildiği arazinin tapuda üçüncü kişi adına kayıtlı olduğu tartışmasız olup, davanın niteliği gereği yanlar arasında bu konuda bir uyuşmazlık bulunmadığı, bu tür bir davada binanın aidiyetinin tespiti için davada taraf olan kişiye süre verilmesinin mümkün olmadığı; böyle bir davanın Yargıtay uygulamalarına göre ortaklığın giderilmesinde ve kamulaştırma ile ilgili davalarda bedel ödemedeki ihtilafın giderilmesi için açılan bir dava türü olduğu- Binanın maliyetinin tespiti veya taşınmaz üzerindeki yerinin krokiyle belirlenmesine iş bu davada gerek olmadığı-
İmar yoluna el atmanın önlenmesi ve yolun eski hale getirilmesi talebinde, taşınmaz üzerinde imar parselleri oluşturulmuş, imar yolları belirlenmiş olmakla birlikte tescil işlemleri yapılıp imar yolları fiilen kullanıma açılmamış ve kadastro paftası hukuki varlığını korumakta ise yola el atmanın önlenmesi davasının dinlenemeyeceği-
Kiracılık sıfatının tespiti istemi-
Malikin, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebileceği-
Asıl davada davalı ve birleşen davada davalı aleyhine açılan elatmanın önlenmesi istekli davada davanın devamı sırasında elatmanın önlenmesi isteği bakımından davanın konusuz kaldığı gözetilmek suretiyle, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulması gerektiği-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin davada, davanın esasını oluşturan elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istekleri bakımından hükmün kesinleşmediği gözetilerek bir karar verilmesi gerekeceği-
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi, gerekse 1953 tarih 10/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istekli davalarda dava değerinin her üç isteğin toplamından ibaret olacağı, davaya devam edilebilmesi için dava değeri üzerinden harç ikmali yapılması gerekeceği-
Kat mülkiyetine tabi ana taşınmazda ortak yere kiracı tarafından yapılan elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istekli davada, davacı isteğinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun hükümlerinden kaynaklandığı, davanın açıldığı tarih gözetildiğinde ve dava dilekçesinde bildirilen dava değerine göre Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu
Dava ehliyeti olmayan kişiye karşı dava açılması (veya onun tarafından) yapılan usul işlemlerinin geçersiz olacağı, fakat, davalının kanuni temsilcisi davalıya karşı (veya onun tarafından) yapılmış olan usul işlemlerine onay (icazet) verebileceği-