Davacının muhdesata yeni bölümler ilave etmesi ve muhdesatı tamamlamasının, bağımsız bir muhdesat meydana getirme niteliğinde olmayıp, mevcut muhdesatın daha kullanılabilir hale getirilmesini sağlayan işlerden olduğu ve bu suretle yapılan giderlerin iyileştirici nitelikteki giderler kapsamında bulunduğu-
Söz konusu muhdesatlar kadastro tespitinden önce yapılmış olsa 102 ada 6 sayılı parsele ait kadastro tutanağının 30.04.2010 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle bu tarihten itibaren 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. fıkrasında yer alan 10 yıllık hak düşürücü süre henüz geçmediğinden, bu davanın görülmesinin kadastrodan önceki neden de olsa mümkün olduğu-
Ortaklığın giderilmesi davasına konu taşınmazda bulunan muhdesatı hissedarlardan birisi yapmış ise, hissedarın satış bedelindeki hissesinin belirlenmesi için üzerinde bulunan muhdesatın bedeli de yüzde olarak katılacağından bu muhdesatın aidiyetinin tespitinde binayı yaptırdığını iddia eden hissedarın hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekeceği-
Muhdesatın tespiti konulu davada, verilen karar kesinleşinceye kadar davadan feragatin mümkün olduğu, ancak bir karar verilip davadan el çekildikten sonra (temyiz aşamasında) davacı tarafından davadan feragat edildiğine ve bu aşamada feragat hakkında karar verme yetkisi mahalli mahkemeye ait bulunduğuna göre, vaki feragat hakkında bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekeceği-
Davacı vekili; vekil edeninin Belediye'ye ait 107 parsel içerisinde 50 m2'lik alanda aile kabristanı içinde yer aldığını, bu yer içinde baz istasyonu ve elektrik direği dikildiğini açıklayarak davalı tarafından yapılan müdahalenin önlenmesi ve söz konusu direklerin yıktırılması, kabristana verilen tahribatın giderilerek eski haline getirilmesi isteğinde bulunmuş ve belediyeden mezarlık yeri aldığına ve ücreti yatırdığına ilişkin 11.04.1986 tarih 318 numaralı E.zığ Belediyesi Hesap İşleri Müdürlüğü Gelir Servisi'ne ilişkin alım belgesini dosyaya sunmuş olup, davacı 11.04.1986 tarihli senede dayandığına göre şahsi hakkının söz konusu olduğu, davanın bu nedenle TMK'nun 981 ve devamı maddelerinde yer alan zilyetliğin korunması davası niteliğinde bulunmadığı, TMK'nun 683. maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekeceği-
Dava, TMK'nun 683.maddesine dayalı elatmanın önlenilmesi isteğine ilişkin olup, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27.maddesi hükmüne göre Kadastro Mahkemesi'nin görev alanına dahil bulunduğu-
Muhdesatın aidiyetinin tespiti davasın davasında, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2.maddesine göre davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi halinde davanın görüldüğü mahkemeye göre tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunması gerekeceği-
Akdin feshi,tahliye ve tazminat istemlerine-
TMK'nun 683. maddesi çerçevesinde çözümlenmesi gereken aynı hakka ilişkin müdahalenin önlenmesi davasında, Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu-
E.tmanın önlenmesi davasında, bina sahibi olan kişi dava açmakla muvafakatını geri almış sayılacak olup, bu nedenle, ayrıca, bir ihtarname çekmeye gerek kalmaksızın davaya bakılması, varsa tarafların bu konudaki yazılı taktiri tüm delillerinin toplanması gerekeceği-