Aidiyetin tespitine ilişkin ibarenin tapu kütüğünün şerhler hanesine yazılmayacağı; sadece açıklayıcı nitelikte olmak üzere beyanlar hanesinde yer verilmesiyle yetinilmesi gerekeceği-
Paftasında yol vasfı ile bırakılan yada kadastro çalışmalarında tescil harici bırakılan taşınmazlar hakkında açılan davalarda TMK'nun713/3 maddesi uyarınca taşınmaz köy sınırları içinde ise Hazine ve Köy tüzel kişiliği, Belediye sınırları içinde ise Hazine ve ilgili Belediye Başkanlığı yasal hasım niteliğinde olup davanın bu kişilere yöneltilmesi gerekeceği-
Herkesin, taşınmaz mülkiyetinden doğan yetkilerini kullanırken ve özellikle işletme faaliyetini sürdürürken, komşularını etkileyecek taşkınlıktan kaçınmakla yükümlü olduğu; özellikle, taşınmazın durumuna, niteliğine ve yerel adete göre komşular arasında hoş görülebilecek dereceyi aşan duman, buğu, kurum, toz, koku çıkartarak, gürültü ve sarsıntı yaparak rahatsızlık vermenin yasak olduğu-
Dava konusu taşınmazın Kumluca başka dosyada davalı olması nedeniyle tapu kaydında maliki belli olmayıp, elatmanın önlenmesi muristen gelen miras hakkına dayandığından bu yönden 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 26. ve 27. maddeleri uyarınca görevsizlik kararı verilmek suretiyle dava dosyasının görevlimahkemeye gönderilmesine, ancak kal isteği yönünden HMK'nun 167. maddesi (HUMK 46) gereğince ayırma (tefrik) kararı verilerek mahkemenin ayrı bir esasına kaydının yapılmasına ve Kadastro Mahkemesi'nde görülen uyuşmazlığın bekletici mesele sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Davacının muhdesatın önemli bir bölümünün kendisi tarafından meydana getirildiğine ilişkin somut delil bulunmadığından, davanın tamamen reddine karar verilmesi gerekeceği-
19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasanın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden (6100 sayılı HMK'nun 323/1-a maddesi uyarınca yargılama giderlerinden sayılan celse, karar ve ilam harçlarından ) ve vekalet ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı-
Kural olarak ve aksine bir hüküm bulunmadıkça taşınmaz üzerindeki muhdesatların mülkiyetinin tespiti dava edilemeyeceği gibi, mahkemelerce de muhdesatların taşınmazın arzına malik olanlar dışında başka bir kişiye ait olması sonucunu doğuracak şekilde hüküm verilemeyeceği-
Dava tarihinden sonra gerçekleşen yeni bir müdahale ve yeni bir haksız yapılaşmanın ayrı bir davanın konusunu teşkil edeceği-
19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa'nın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasa'nın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden (6100 sayılı HMK'nun 323/1-a maddesi uyarınca yargılama giderlerinden sayılan celse, karar ve ilam harçlarından da) ve vekalet ücretinden dahili davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı-
Ana taşınmazın değerinde artışa neden olan bina, ağaç vesaire gibi bütünleyici parça niteliğinde muhdesat bulunan taşınmazların ortaklığının satış yolu ile giderilmesinin istenilmesi halinde, muhdesatların kime ait olduğu hususunda tapu kaydında şerh bulunmaması veya tüm paydaşların bu konuda ittifak etmemesi nedeniyle tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunduğu-