Mahkemece sunulan sulh protokolü dikkate alınarak hüküm kurulmuş olmasına rağmen, sulhün onanması ile yetinilerek, infazı sağlayacak şekilde sulh protokolünün her bir hükmünün hüküm fıkrası haline getirilmemesinin doğru olmadığı- Hükmün gerekçesinde belirtilen, başka bir mahkemece farklı bir dönem kira borcundan dolayı açılan davada verilen tahliye kararının, farklı nedene dayandığından, bu davada hüküm ifade etmeyeceği-
Kira sözleşmesinin tarafı olan kiraya verenin kira alacağını tahsil etmeye hakkı olduğu gibi, ödemenin kendisine yapılmasını isteyen malikin de kira parasının tahsilini istemeye hakkının olduğu, bu durumda tapu maliki olan davacının malik sıfatıyla takip yapma ve dava açma hakkı olup ödenmeyen kira bedellerinin tahsilini istemesinde bir usulsüzlük bulunmadığı-
Kaçak elektrik kullanımı ile ilgili elektrik tarifesi yönetmeliği ile diğer yasal mevzuat hükümleri ve elektriğin kullanıldığı alan ile süre de değerlendirilerek konusunda uzman bilirkişiden alınacak rapor ile kaçak elektrik kullanımı nedeniyle rücuen alacağın kapsamı belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun istemi kısmen, takip tarihinden ve ödeme emri tebliğ edilmesinden sonraki dönemde borcun itfa edildiği iddiasına dayalı olup, İİK'nun 269/d maddesinde atıf yapılmadığından İİK. mad. 71'iye dayalı olarak takibin iptalinin istenmesinin mümkün olmadığı- TBK. mad. 100 uyarınca, borçlunun faiz ve giderleri ödemede gecikmesi halinde kısmi ödemelerin öncelikle faizden düşülmesi gerektiği-
İtirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu,aynı nedenlerle reddi halinde ise alacaklıya diğer tarafın talebi üzerine tazminata hükmedileceği-
İİK.nın 269/d maddesinin uygulanması gereken maddeler arasında gösterdiği 70.maddesine göre, 18.maddede düzenlenen, aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder hükmünün ilamsız tahliye takibinde uygulanmaması gerekeceği-
Kural olarak, duruşma yapılması zorunlu olan çekişmeli yargıda hakim, kanunun gösterdiği istisnalar dışında tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremeyeceği-
05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren "6352 sayılı Yasanın 38.maddesi ile eklenen 2002 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun geçici 10.maddesinde "bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılan takip işlemleri hakkında, değişiklikten önceki hükümlerin uygulanmasına devam edileceği"nin hükme bağlanmasına ve değişiklik öncesi aynı Kanununun 68.maddesi hükmüne göre, icra takibinin 18.01.2011 tarihinde başlatıldığı da gözönüne alınarak, kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden davacı yararına talebi gibi %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekeceği-
İcra İflas Kanununun 68/son maddesi hükmü gereğince itirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlunun, talebin aynı nedenlerle reddi halinde alacaklı diğer tarafın istemi üzerine tazminata mahkum edilmesi gerekeceği-