Konut ve çatılı iş yeri kiralarında kiracının taşınmazı tahliye etmediği veya tahliyeye ilişkin mahkeme kararı olmadığı takdirde, kira sözleşmesinin uzadığının kabulü gerekeceği, burada, kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılmasının yeterli olmadığı, anahtarın da kiraya verene teslim edilmesi gerekeceği, kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiraya veren tarafından kabul edilmemesi; başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğünün, kiracıya ait olacağı- Her ne kadar, ........... tarih ve ........... yevmiye no'lu ihtarname ve noter emanet tutanağına göre borçlunun kiralananı 11.05.2020 tarihinde tahliye ettiği, anahtarların ise alacaklı tarafından teslim alınmadığı, işbu nedenle de kiralanana ait 3 adet anahtarın alacaklı şirkete teslim edilmek üzere notere bırakıldığı, emanet tutanağının ise alacaklı şirkete tebliğ edildiği anlaşılsa da akabinde alacaklı yanca noterde düzenlenmiş 15/05/2020 tarihli cevabi ihtarname ile alacaklının keşide ettiği 12.05.2020 tarih ve 6957 yevmiye no'lu emanet tutanağının tebliğ alındığı ve işbu feshin kabul edilmediğinin bildirildiği görüldüğünden, kiralayan alacaklının; anahtarı almaktan kaçındığı ve sözleşmenin borçlular tarafından tek taraflı feshini kabul etmediği, bunun sonucunda da itiraza konu kira sözleşmesinde belirtilen dönem sonuna kadar muaccel olan tüm kira alacağını talep edebileceğinin kabulü gerekeceği- Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince, somut olaya dair yapılan inceleme neticesinde; borçlu kefil .............’e ait itiraza konu kira sözleşmesinde sorumlu olduğu azami miktarı gösteren el yazısı ile yazılmış bir ifade bulunmadığı sonucuna ulaşılmışsa da, UYAP üzerinde yapılan inceleme neticesinde, yine aynı kira sözleşmesinin ayrılmaz bir parçası ve eki olduğu belirtilen ve el yazısı ile yazılmış müşterek müteselsil kefalet sözleşmesi başlıklı bir belgenin de dosya içeriğinde mevcut olduğu, işbu belge altının ise tüm ilgililer tarafından imzalandığı görülmekle, 6098 sayılı TBK'nın kefalet sözleşmesinde şekil şartını düzenleyen 583. maddesi gereğince kefalet sözleşmesi için şekil şartlarına aykırılıktan söz edilemeyeceği- Somut uyuşmazlığın değerlendirilmesinde, davacı/alacaklının talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabul edilmesi gerektiği, bu durumda ise İİK'nın 269/d maddesi delaletiyle uygulanması gereken aynı Kanun’un 68/son maddesinin ilk cümlesinde ifade olunan; "İtirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, talebin aynı nedenlerle reddi halinde ise alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine yüzde yirmiden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilir..." hükmünün de uygulama yeri bulacağının anlaşıldığı, o halde Bölge Adliye Mahkemesi’nce, ‘davacının davasının kabulü ile anılan takip dosyasından her iki davalı borçlunun itirazlarının ayrı ayrı kaldırılmasına, takibin her iki borçlu yönünden devamına ve asıl alacağın %20'si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine’ şeklindeki ilk derece mahkeme kararının yerinde olduğu gözetilmek suretiyle, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
12. HD. 20.09.2023 T. E: 4848, K: 5139
Alacaklıların 29.04.2019 tarihinde haciz ve tahliye istekli olarak başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle, İcra Müdürlüğünce düzenlenen örnek 13 numaralı ödeme emrinin borçlu kiracılardan ............. Ltd. Şti.'ne tebliğ edilemeden, borçlunun takibi kendiliğinden öğrenmesi üzerine 08.05.2019 tarihinde takibe itiraz ettiğinin görüldüğü, icra takip dosyasında adı geçen borçluya ödeme emri tebliğ işlemi yapılmadığından,İİK.'nun 62. maddesindeki borçluya verilen sürelerin işlemeyeceği, borçluya usulüne uygun olarak tahliye ihtarlı ödeme emri tebliğ edilmeden ödeme ve itiraz süreleri de işlemeye başlamayacak olup, borçlunun itiraz hakkı doğmayacağından, haricen öğrenmeye dayalı itirazın da yasanın emredici hükümleri karşısında hukuki sonuç doğurmayacağının ve alacaklı kiralayanların, borçlu kiracılardan ............... Ltd. Şti. yönünden icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını ve tahliyeyi isteyemeyeceğinin kabulü gerekeceği- Taraflarca yargılama sonuçlanıncaya kadar tazminat talep edilmesi mümkün olup alacaklı kiralayanlar vekili tarafından yargılama aşamasında tazminat talebinde bulunulmadığı bu nedenle alacaklı kiralayanlar lehine tazminata hükmedilmesinin isabetsiz olduğu- Dava dayanağı icra takibinin konusu para alacağı olup, TBK'nın 89 uncu maddesi uyarınca götürülecek borçlardan olduğu, kiraya veren davacı alacaklıların seçimlik hakkı gereği yerleşim yeri ve borcun ifa yeri olan İstanbul Anadolu İcra dairelerinin ve İcra mahkemelerinin yetkili olduğu gözetilerek, İlk Derece Mahkemesinin yetki itirazının reddi gerekçesi yerinde olup alacaklı kiralayanlar vekilinin .............. tarihli celsede kiralayanların tacir olmadığı beyanı da dikkate alındığında, Bölge Adliye Mahkemesince alacaklı kiralayanların tacir sıfatı olmadığı halde kira sözleşmesindeki yetki şartının geçerli olduğu gerekçesinin doğru olmadığı-
Kira sözleşmesindeki kiranın yıllık ödeneceğine dair düzenleme karşısında borçlunun değişik tarihlerde kira ödemesi yapmasının ödeme tarihinin değiştirildiği anlamına gelmeyeceği- İstinaf dilekçesi ekinde sunulan ödeme dekontları ile takip konusu aylara ait kiraların ödendiğinin ve 30 günlük ödeme süresi içerisinde de takip konusu kiraların tamamının ödendiğinin ispatlanamadığı ve bu suretle temerrüdün oluştuğu- Takip konusu kira sözleşmesinde TBK 583'de düzenlenen şartların oluşmaması halinde kefiller yönünden itirazın kaldırılması isteminin adı geçen borçlular yönünden reddine, alacaklılar aleyhine takip konusu asıl alacak üzerinden %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi gerektiği-
Covid-19 salgını nedeniyle mücbir sebebin gerçekleşmiş sayılıp sayılmayacağının ve takibe konu aylar (2020 Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran ayları) itibariyle kira ilişkisine etkilerinin icra hukuk mahkemesince incelenemeyeceği-Taraflar arasındaki hukuki ihtilaf yargılamayı gerektirdiği, mücbir sebebe ilişkin maddeleri değerlendirildiğinde takip konusu kira sözleşmesinin, İİK'nun 68. maddesinde yazılı mücerret borç ikrarını içeren belge niteliğinde olmadığı, icra mahkemesince itirazın kaldırılmasına ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece tazminata hükmedilmesi yerinde ise de; takip talebinde kefillerin sorumluluğunun ..............TL ile sınırlı olarak talep edildiği gözönüne alınarak tazminatın ..............TL üzerinden hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde takip konusu asıl alacak miktarı olan .............. TL üzerinden verilmesinin isabetsiz olduğu, bu suretle, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Reddedilen kısım tahliye tarihinden sonraki dönem kira alacağına (tazminatına) ilişkin olup, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektireceğinden ve bu nedenle itirazın esasa ilişkin nedenlerle reddedildiği kabul edilerek borçlu lehine tazminata hükmedilemeceyeceğinden mahkemece borçlu lehine tazminata hükmedilmesi isabetsiz ise de; anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Tahliyenin durdurulmasına ilişkin menfi tespit davası açılması halinde, alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere teminat karşılığında mahkemenin ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı vermesi gerektiği-
Menfi tespit davasına bakan mahkemenin, borçlu kiracının talebi üzerine teminat karşılığında tahliye kararının icrasının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verebileceği-
Alacaklının itirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kısmen kabulüne kısmen reddine karar verildiği ve tarafların da tazminat talebinde bulunduğu anlaşıldığından, mahkemece, taraflar hakkında, kısmen kabul ve reddine karar verilen tutarlar üzerinden tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde şartları oluşmadığından bahisle tazminat taleplerinin reddinin isabetsiz olduğu-