12. HD. 20.09.2023 T. E: 4848, K: 5139
Uyuşmazlık, itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi talebine ilişkindir...
Kira sözleşmesindeki kiranın yıllık ödeneceğine dair düzenleme karşısında borçlunun değişik tarihlerde kira ödemesi yapmasının ödeme tarihinin değiştirildiği anlamına gelmeyeceği- İstinaf dilekçesi ekinde sunulan ödeme dekontları ile takip konusu aylara ait kiraların ödendiğinin ve 30 günlük ödeme süresi içerisinde de takip konusu kiraların tamamının ödendiğinin ispatlanamadığı ve bu suretle temerrüdün oluştuğu- Takip konusu kira sözleşmesinde TBK 583'de düzenlenen şartların oluşmaması halinde kefiller yönünden itirazın kaldırılması isteminin adı geçen borçlular yönünden reddine, alacaklılar aleyhine takip konusu asıl alacak üzerinden %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi gerektiği-
Covid-19 salgını nedeniyle mücbir sebebin gerçekleşmiş sayılıp sayılmayacağının ve takibe konu aylar (2020 Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran ayları) itibariyle kira ilişkisine etkilerinin icra hukuk mahkemesince incelenemeyeceği-Taraflar arasındaki hukuki ihtilaf yargılamayı gerektirdiği, mücbir sebebe ilişkin maddeleri değerlendirildiğinde takip konusu kira sözleşmesinin, İİK'nun 68. maddesinde yazılı mücerret borç ikrarını içeren belge niteliğinde olmadığı, icra mahkemesince itirazın kaldırılmasına ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece tazminata hükmedilmesi yerinde ise de; takip talebinde kefillerin sorumluluğunun ..............TL ile sınırlı olarak talep edildiği gözönüne alınarak tazminatın ..............TL üzerinden hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde takip konusu asıl alacak miktarı olan .............. TL üzerinden verilmesinin isabetsiz olduğu, bu suretle, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Reddedilen kısım tahliye tarihinden sonraki dönem kira alacağına (tazminatına) ilişkin olup, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektireceğinden ve bu nedenle itirazın esasa ilişkin nedenlerle reddedildiği kabul edilerek borçlu lehine tazminata hükmedilemeceyeceğinden mahkemece borçlu lehine tazminata hükmedilmesi isabetsiz ise de; anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Tahliyenin durdurulmasına ilişkin menfi tespit davası açılması halinde, alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere teminat karşılığında mahkemenin ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı vermesi gerektiği-
Alacaklının itirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kısmen kabulüne kısmen reddine karar verildiği ve tarafların da tazminat talebinde bulunduğu anlaşıldığından, mahkemece, taraflar hakkında, kısmen kabul ve reddine karar verilen tutarlar üzerinden tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde şartları oluşmadığından bahisle tazminat taleplerinin reddinin isabetsiz olduğu-
Menfi tespit davasına bakan mahkemenin, borçlu kiracının talebi üzerine teminat karşılığında tahliye kararının icrasının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verebileceği-
"Süre tutum” adı verilen dilekçe verilmesinden sonra, gerekçeli kararın tebliğine rağmen temyiz gerekçelerini içeren temyiz dilekçesi ibraz edilmemesi durumunda, sadece kanunun açık hükmüne aykırılık ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu ile sınırlı olarak temyiz incelemesinin gerçekleştirilmesi gerektiği- Alacaklı tarafından kiracı borçlu aleyhine başlatılan kira alacağının tahsili amacıyla tahliye talepli ilamsız icra takibinde "2013 yılı Nisan ayı kira bedeli" yönünden borçlunun temerrüde düşüp düşmediği, buradan varılacak sonuca göre sadece Nisan ayı kira bedelinin fer’îleri yönünden itirazın kaldırılmasına ve tahliyeye karar verilmesinin gerekip gerekmediği-