Kanunda ifade edilen dava tabirinden maksat sadece eda davaları ise de, borçlu tarafından açılan menfi tesbit davasında, alacaklının savunmalarını bildirmesi durumunda, anılan davanın da zamanaşımını keseceğinin kabul edildiği, bu bağlamda bu nitelikte olmayan istihkak, izale-i şuyu, kıymet takdirine itiraz, senet iptali, tasarrufun iptali vb. nitelikteki davaların zamanaşımını kesmeyeceği-
Çekin keşide tarihi itibariyle yürürlükte olan 6762 sayılı TTK'nun 662. maddesi hükmü uyarınca, tapu iptali ve tescil ya da tasarrufun iptali vb. nitelikteki davaların zamanaşımını kesmeyeceği-
Takip dayanağı belge kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan, şikayete konu olayda takip dayanağı senedin tanzim ve takip tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 661, 662 ve 663. maddelerinin uygulanması gerekmekte olup, aynı Kanun'un 661. maddesi uyarınca bonolar için 3 yıllık zamanaşımının öngörüldüğü-
İcra müdürlüğünce reddolunan aciz vesikası verilmesi talebi ile dosyanın fotokopisinin mahkemeye gönderilmesi talebinin, takibin devamını sağlayan icra takip işlemlerinden olmadığından zamanaşımını kesen nitelikte işlemler olmadığı-
"İmzanın borçluya ait olduğunu" kanıtlama külfetinin senet elinde olup, takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya ait olduğu- Borçlunun imza itirazı dışındaki diğer itiraz ve şikayetlerinin çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektirmediğinden bu konuda bilirkişi incelemesinin gerekmediği-
Tebliğ belgesinde beyanı alınan komşunun isminin tesbit edilmediği, bilgisine başvurulan komşunun kim olduğuna dair hiçbir bilginin bulunmadığı, bu durumda borçlulara çıkartılan meşruhatlı davetiyeler Tebligat Kanunu'nun 21/1-2 ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddelerine aykırı olmakla usulsüz olduğu- Borçlulara çıkartılan meşruhatlı davetiyeler usulsüz olduğundan, yöntemine uygun şekilde tebliğinin sağlanması gerektiği-
Takip dayanağı senette, "tanzim yeri" unsuru bulunmadığından, anılan belgenin "kambiyo senedi vasfı"nı taşımadığı; bu durumda, dayanak belge bono niteliğinde olmayıp, adi senet hükmünde bulunduğundan, belgenin on yıllık zamanaşımına tâbi olup, sözkonusu senetteki alacak ile ilgili olarak on yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığından, "icranın geri bırakılması" isteminin reddi gerekeceği-
Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi halinde mahkemece “takibin iptaline” değil “icranın geri bırakılmasına” karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı itirazının İİK.nun 170/b maddesi göndermesi ile -kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipler hakkında da uygulanması gereken- İİK.nun 71 ve 33/a maddelerine göre incelenmesi gerektiği-
Çek hakkındaki zamanaşımı süresi, ibraz süresinin bitmesi ile başlayacağına göre, çekin ibraz süresinin sona erdiği tarihte geçerli olan zamanaşımı süresinin nazara alınmasının zorunlu olduğu, bu nedenle zamanaşımı süresinin, 6762 Sayılı TTK.'nun 726. maddesini değiştiren 6273 Sayılı Kanun'un 7. maddesinin yürürlüğe girdiği 03.02.2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde 6 ay, ibraz süresi bu tarihten sonra dolan çeklerde ise 3 yıl olduğu-