Tanzim yeri bulunmayan senedin kambiyo vasfı bulunmadığı- İcra takibine konu alacak hangi zamanaşımı süresine tâbi ise, icra takibinin kesinleşmesinden sonraki dönemde de aynı zamanaşımı süresi uygulanacağı- Kambiyo senedi niteliği taşımayan dayanak belge adi senet hükmünde olduğundan, on yıllık zamanaşımına tâbi olduğu- Takip konusu senet yönünden, şikayet tarihi itibariyle, bu sürenin dolmadığı ve dolayısıyla zamanaşımının gerçekleşmediği-
Borçlunun, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılan itiraz sebeplerini yargılama sırasında ileri sürebileceği- Takip konusu senette teminata ilişkin bir ibare bulunmamakla, teminat iddiasının senet metninden anlaşılan itiraz sebepleri arasında olmadığının ve bu yöndeki itirazın beş günlük itiraz süresi içinde ileri sürülmesi gerektiğinin kabulü gerektiği Yargılama sırasında borçlu vekili tarafından ileri sürülen teminat iddiasının, İİK. mad. 168/5 uyarınca yasal beş günlük sürede bildirilmediğinden, mahkemece, icra mahkemesine yapılan başvurunun reddine karar verilmesi gerektiği, alacaklının kollukta verdiği ifade esas alınarak takibin iptaline hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Takibi başlatan alacaklı banka tarafından takip alacağının önce, TMSF'ye, daha sonra da TMSF tarafından Varlık Yönetim A.Ş.'ye temlik edildiği, alacaklı bankaca yapılan takibin devamına ilişkin işlemler nedeniyle alacağın 3 yıllık zamanaşımına uğramadan TMSF'ye temlik edildiği, bu nedenle, alacağın, bu temlik tarihi itibariyle 20 yıllık zamanaşımı süresine tâbi hale geldiği, son temlik tarihinde de takibin devamına yönelik işlemler yapıldığı ve 20 yıllık zamanaşımının henüz gerçekleşmediği anlaşıldığından, " zamanaşımı nedeniyle" (İİK. mad. 71, 33-a) icranın geri bırakılması"na yönelik şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-
Borçlu tarafından açılan menfi tespit davasında, alacaklı durumundaki davalının, savunmalarını def’i yolu ile ileri sürmesi halinde, borçlu tarafından alacaklı aleyhine açılan menfi tespit davasının da (menfi tespit davası hakkında verilen karar kesinleşinceye kadar) zamanaşımını keseceğinin kabulü gerektiği-
Takibe dayanak bonolarda tanzim yeri belirtilmediği gibi tanzim edenin isminin yanında da, herhangi bir idari birim adının yazılı olmadığı görüldüğünden, takip dayanağı bonolarda tanzim yeri unsuru bulunmadığının anlaşıldığı, dolayısıyla anılan belgelerin kambiyo senedi vasfı taşımadığı, bu durumda, dayanak belgeler bono niteliğinde olmayıp, adi senet hükmünde bulunduğundan bu belgeler, 6098 sayılı TBK'nun 146. maddesinde (mülga 818 sayılı BK'nun 125. maddesi) düzenlenen on yıllık zamanaşımına tâbi olup; söz konusu senetlerdeki alacak ile ilgili olarak on yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı-
Alacaklının sadece haciz talebinde bulunması yeterli olmayıp, işlemin zamanaşımını kesmesi için İİK.mad. 59 uyarınca işlemin gerektirdiği masrafın da yatırılmış olması gerektiği-
Borçlu yönünden 12/04/2004 tarihinde başlayan takiple zamanaşımının kesilmiş olduğu, yeniden başlayan zamanaşımı süresinin alacaklının 26/05/2004 tarihli haciz talebi ile tekrar kesildiği anlaşılmış ise de; bu tarihten itibaren alacaklının 20/09/2007 tarihli yenileme talebine kadar zamanaşımını kesen hiç bir işlem bulunmadığı görüldüğünden, adı geçen borçlu yönünden 3 yıllık bono zamanaşımı süresinin dolduğu be bu durumda, mahkemece,"icranın geri bırakılması"na karar verilmesi gerektiği-
Bir şikâyetin görülmesi ya da icranın geri bırakılması isteminin karara bağlanabilmesi için ortada derdest bir icra takibi olması gerektiği-
Yenileme talebinde bulunulmasının zamanaşımını kesen işlemlerden olmadığı- Ortaklığın giderilmesi davasının açılması için yetki alınması konusunda icra mahkemesine başvurulması ile zamanaşımının kesildiği, taşınmaza ilişkin kıymet takdiri yapılması talebinde bulunularak zamanaşımını kesen mahiyette talepte bulunulduğu, bu tarihler arasında ise zamanaşımını kesen bir işlem yapılmadığı anlaşıldığından, alacaklının bu işlemler arasında icra takibini sürdürme iradesini gösteren bir takip işlemine rastlanılmadığından, mahkemece "icranın geri bırakılmasına" karar verilmesi gerekeceği-