Mirasçılık belgesi verilmesi talebiyle açılan davaların çekişmesiz yargı usulüne tabi olup, tespit hükmü niteliğindeki bu kararların sonradan açılacak başka davalarda kesin hüküm oluşturmayacağı ve mahkemeleri de bağlamayacağı-
Katılma payı alacağı istemine ilişkin davada, mahkemece verilen davanın kabulü yönündeki ilk kararın, Özel Dairece bir yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulması üzerine yerel mahkemece bozma ilamına uyulmakla davalı yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olup, bu aşamadan sonra yerel mahkemenin bozma ilamına uyarak davanın reddine dair verdiği kararın Özel Dairece, usulü kazanılmış hakka aykırı olarak önceki bozma ilamının aksine uyuşmazlığa 10 yıllık zamanaşımının uygulanması gerekeceği-
Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 12. maddesinde anlaşmazlık halinde A. mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğunun belirlendiği, sözleşme 1086 sayılı HUMK'nın yürürlükte olduğu dönemde yapıldığı, HUMK. mad. 9, 10 ve 22 dikkate alındığında, akdin ifa yeri, davalının ikametgah adresi de A. olup, A. Asliye Ticaret Mahkemesi davaya bakmaya yetkili olduğu,  A. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin yetkisini engelleyen herhangi bir yasal düzenlemenin bulunmadığı, sözleşmenin imzalandığı tarih itibariyle, 6100 sayılı HMK yürürlüğe girmediğinden, sözleşmede kararlaştırılan yer mahkemesinin kesin yetkili olduğunun kabulü mümkün olmayacağı- 
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ nun yürürlükte bulunduğu dönemde Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi iken 6335 sayılı Kanun'un 2.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ nun 5. maddesinde yapılan değişiklikle Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasında ilişki görev ilişkisi olarak değiştirildiği ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağının hükme bağlandığı, ancak 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtildiği; dava, dava dışı işçiye ödenen işçi alacaklarının her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hizmet alım sözleşmesi uyarınca rücuen tahsili istemine ilişkin olması nedeniyle nispi ticari davadır ve asliye ticaret mahkemesi görevli olduğundan mahkemece, işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiği-  Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, karar tarihinde yürürlükte olmayan ve göreve ilişkin dava şartı öngörmeyen HUMK' nın göreve ilişkin 7 ve 27. maddeleri hükümlerine uygun olarak gerekçede “görev yönünden dava dilekçesinin reddine”; hüküm fıkrasında "Mahkememizin görevsizliğine" ibarelerine yer verilerek karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Dava, dava dışı işçiye ödenen işçi alacaklarının her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hizmet alım sözleşmesi uyarınca rücuen tahsili istemine ilişkin olması nedeniyle nispi ticari dava olduğundan, asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu-
Tatil rezervasyonuna ilişkin hizmet alım sözleşmesi uyarınca hizmet bedelinin istirdatı istemine ilişkin uyuşazlıkta, gerçek kişiler adına rezervasyon yapılmış ise de faturaların davacı adına düzenlendiği, davacının hizmetten ticari amaçla yararlandığı anlaşılmış olup, tacir olan davacı şirketin 4077 s.Tüketici K. mad. 3/e uyarınca "tüketici " kapsamında olmadığı- Her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hukuk davasının nispi ticari dava niteliğinde olduğu (TTK. mad. 5) ve göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın HMK. mad. 115/2 uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
İSKİ Genel Müdürlüğü, 2560 sayılı Kanun ile kurulmuş, TTK'nın 18/1. (6102 s. TTK'nın 16/1) maddesi uyarınca özel hukuk hükümlerine göre idare edilen bir kamu kuruluşu olması yanında, ticari şekilde veya iktisadi esaslara göre işletilmekte; yaptığı işler itibariyle de ticarethane sayıldığından ve sonuç itibariyle de çok açık biçimde tacir sıfatını taşıdığından, mahkemece, uyuşmazlığın tacir olan tarafların ticari işletmesi ile ilgili, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TTK'nın 4. maddesi uyarınca nispi ticari dava niteliğinde olduğunun ve görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunun kabulü gerekeceği-
Apartman yöneticisi ya da yönetim kurulunun ana bina yahut ortak yerler veya bağımsız bölümlerle ilgili olarak üçüncü kişilere karşı dava takip yetkisi bulunmadığı, ancak 634 sayılı Yasa'nın tanıdığı yetkiler dahilinde dava açma hakkını kullanabilecekleri, kat malikleri kurulu kararı ile yetki verilmiş ise, yöneticinin sadece 634 sayılı Yasa hükmünden kaynaklanan davaları açabileceği, yöneticinin aynı apartmanda arsa sahibi ve kat maliki bulunması veya arsa sahibinden bağımsız bölüm satın alıp, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı kişisel hakları ayrıca temlik alması ya da yükleniciden bağımsız bölüm satın almış olması durumunda, çoğun içinde azın da bulunduğu ilkesinden hareketle, bina ve ortak alanlarındaki eksik iş ve ayıptan doğan zarardan yöneticinin arsa sahibi-kat maliki veya kat maliki - temlik alan ya da kat maliki- yükleniciden bağımsız bölüm satın alan sıfatlarıyla arsa payı oranında dava açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekeceği-   Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.' mad. 7/2.' ye göre dava şartının yerine getirilmemesi ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi halinde mahkemece davalı yararına maktu vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkiyi görev ilişkisi haline getiren kanun değişikliğinin 01.07.2012 tarihinden sonra açılan davalarda uygulanacağı- 1163 s. Koop. Kanunu'nun 99.  maddesi uyarınca her iki davalı bakımından da ticari dava niteliğini haiz davaya 6102 s. TTK. mad. 5/1 uyarınca davanın değerine bakılmaksızın ticaret mahkemesince görülmesi gerekeceği- Kooperatif ile üyesi ve üye ile üye arasındaki davanın kooperatifin muamele merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerekeceği-Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında 6100 sayılı HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın mahkemenin görevine ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Maddi vakıaları ileri sürüp kanıtlamanın tarafların, hukuki vasıflandırmanın hakimin görevi olduğu (HMK. mad. 33)- Borçlusu hakkında yaptığı icra takibinde, üçüncü şahıs olan davalı arsa sahiplerinin birinci haciz ihbarnamesine yaptığı itirazın doğru olmadığını ileri sürerek, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshi davasında arsa sahiplerinin imalat bedeli nedeniyle takip borçlusuna borçlu oldukları iddiasıyla tazminat istemiyle açılan davanın İİK. mad.89/IV'de yer alan tazminat davası niteliğinde olduğu ve bu dava icra mahkemesince görüleceğinden, asliye hukuk mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği (HMK. mad 114/1-c; 115/2)-