Taraflar arasındaki uyuşmazlığın menfi tespit davasından kaynaklandığı - Dava konusu protokol ve senetlerin imzalandığı sırada iş yerinde bulunan ve 29.01.2013 tarihli haciz tutanağında imzaları bulunan polis memurlarının konu ile ilgili başka bir dava dosyasında yer alan beyanlarının kapsamı, davacının iş yerinde gerçekleştirilen haciz işlemi sırasında iş yerindeki malların haczedilmek üzere iki sayfadan ibaret olduğu ve yırtıldığı belirtilen haciz tutanağına yazılmak suretiyle haciz işlemlerinin yapılması, davacı tarafından müşterilerinin olduğunu iddia ettiği malları kurtarma amacıyla dava konusu protokol ile senetlerin imzalanması sonrasında ilk tutanağın yırtılıp belirtilen bu süreçle alakalı hiç bir bilgi içermeyen dosya arasındaki 29.01.2013 tarihli haciz tutanağının düzenlenmiş olduğu - Davacı tarafından davaya konu senetlerin ve 29.01.2013 tarihli protokolün, manevi cebir, icra tehdit ve baskısı altında, müşterileri karşısında itibar kaybına uğrayacağı korkusuyla imzalatıldığının sabit olduğu, bu suretle davacı tarafından ileri sürülen korkutma iddiasının ispatlandığının kabulünün gerektiği-
Arabulculuk görüşmelerinde takip konusu alacağın fer'ilerinin, icra inkar tazminatının, icra masraflarının da talep edilmesi ve eldeki davanın konusunun itirazın iptali davası olmayıp müstakil alacak davası olması karşısında dava açılmadan önce davacı tarafça arabuluculuk başvuru şartının yerine getirilmediği- Davalılya yönelik olarak başlatılmış Ferizli İcra Müdürlüğünün 2024/27 Esas sayılı takip dosyasının fer'ilerinin(iş bu dava konusu olmayan başkaca alacak kalemleri) arabuluculuk dosyasında talep edilmesi sebebiyle 2024/62463 başvuru nolu tutanağın iş bu davadaki alacak istemi yönünden davalının arabuluculuk müzakere iradesini yansıtmayacağı-
Dava açılmadan önce arabulucuya hiç başvurulmamış olmasının, dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddini gerektiren bir husus olduğu- Dava konusu olayda; dava tarihi olan 26.10.2020 tarihinden sonra arabulucuya başvurulduğu ve son tutanağın bir örneğinin de davacı vekilinin 06.03.2021 tarihli dilekçesi ekinde dosyaya sunulduğu ve bu hususun dava şartı yokluğunu ortadan kaldırmayacağı anlaşıldığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Aleyhine itirazın iptali davası açılan kimsenin, karşı taraf hakkında menfi tespit davası açamayacağı-
Mahkemece .............. tarihli celsenin 1 no.lu ara kararı ile "Davacı vekiline 250,00 TL gider avansını dosyamıza yatırması hususunda 2 haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içerisinde gider avansının yatırılmadığı takdirde davanın usulden reddine karar verileceğinin ihtarına, ihtaratın UYAP üzerinden öğrenilmesine,” karar verilmişse de, taraflara ne şekilde tebligat yapılacağı 6100 sayılı Kanun ve 7201 sayılı Tebligat Kanununda düzenlenmiş olup, tebligatların UYAP üzerinden öğrenilmesine dair bir hükmün bulunmadığı, bu nedenle, mahkemece gider avansının, verilen kesin sürede ödenmemesi nedeniyle, dava şartı yokluğundan usulden davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, kararın bu nedenle bozulması gerektiği, mahkemece yapılacak işin ileride haksız çıkan tarafa yükletilmek üzere şimdilik Hazine'den karşılanarak davacıya usulüne uygun tebligat ve ihtar yapılarak gider avansının yatırılmasını istemekten ibaret olduğu-
Uyap üzerinden açılan icra takibinde, davalı borçluların icra takibine sonradan eklendiği, takip talebinde davalıların borçlu olarak görünmemelerinin Uyap sistemindeki bir hatadan kaynaklandığına yönelik bir verinin de olmadığı anlaşıldığından, takibe sonradan taraf eklenemeyeceği gözetilerek davacı tarafından davalılar aleyhine usulüne uygun şekilde başlatılmış bir icra takibi bulunmadığı ve itirazın iptali davası için bu husus bir dava şartı olduğundan davanın reddi gerektiği- Alacaklı vekilinin "UYAP üzerinden icra müdürlüğüne gönderdikleri XML formatındaki elektronik takip talebinde, takibin tüm borçlularının isimlerinin yer aldığını, takibin başlatıldığı dönemde icra takibine kefil olarak eklenen borçluların taraf sıfatları kefil olarak göründüğünden UYAP'a kayıt sırasında borçlu olarak görünmediğini, kefil sıfatı taşıyan kişilerin UYAP'a kaydında sorun yaşandığını, bunu fark etmeleri üzerine XML formatındaki elektronik takipte borçlu olarak görünen kişilerin UYAP'a borçlu olarak eklenmesi takip tarihindeki talepleri ile talepte bulunulduğunu ve borçlulara ödeme emri gönderildiğine.." ilişkin itirazlarının yerinde görülmediği-
Halefiyet esasına göre tereke adına değil davacıların kendi miras payları için açtığı davaya diğer mirasçıların onayı yahut tereke temsilcisinin icazeti ile devam edilemeyeceği- Davacıların iştirak hâlinde hak sahibi oldukları paylar üzerinde tasarrufta bulunma yetkileri bulunmadığı- Dava diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına da açılmadığından, davaya devam edilebilmesi için diğer mirasçıların yahut tereke temsilcisinin katılmasına (icazet vermesine) olanak bulunmadığı- Davada HMK 115 kapsamında dava dilekçesinin mahkeme kararıyla atanmış tereke temsilcisine tebliği ile taraf teşkili sağlanamayacağı- "Dava dilekçesindeki talebin alacağa ilişkin olması sebebiyle hukuki güvenlik, adil yargılama hakkı ve mahkemeye erişim hakkı kapsamında dava dilekçesinin tereke temsilcisine tebliği ile taraf teşkilinin sağlanabileceği, tereke temsilcisinin icazeti ile davaya devam edilebileceği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesi ilamının icrasından ve bu ilamın icrası neticesinde davacının mallarına haciz konulmasından kaynaklandığı- İlamların icrası ile ilgili İİK hükümlerine aykırı uygulamaların şikayet yolu ile İcra Hukuk Mahkemesinde incelenip karara bağlanmasının esas olduğu- Şikayet yolu ile hacizlerin kaldırılmasını sağlayan davacı şirketin aynı hususu genel görevli mahkemede menfi tespit davasına konu yapmasında hukuki yararının bulunmadığı-
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) Poliçesi bulunmayan aracın karıştığı trafik kazası sonucu yaralanıp malul kalan davacı yolcunun sürekli iş göremezlik ve tedavi gideri talebi- Tahkime başvurulmadan önce usulüne uygun yapılmış başvuru bulunmasının tamamlanabilir dava şartı olduğu- Davanın esasına girilmesine engel olacak nitelikteki dava şartı eksiğinin giderilmesinin her zaman mümkün olduğu durumlarda, eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi gerektiği-
Şikayete konu edilen ihtiyati haciz kararının İİK'nın 281/2. maddesine göre verilmiş gerçekte ihtiyati tedbir niteliğinde bir karar olduğu, ayrıca ihtiyati hacizlerin tatbik edildiği ............. İcra Müdürlüğü'nün ............. Esas sayılı takip dosyasında şikayetçi ................. Ltd. Şti'nin borçlu sıfatının bulunmadığı, hakkında herhangi bir icra takibinin başlatılmadığı, sadece hakkında tasarrufun iptali davasının yargılaması sırasında verilen ihtiyati haciz kararının infaz edildiği, bu haliyle İİK’nın 266. maddesinin somut uyuşmazlıkta uygulanma imkanının bulunmadığı görülmekle, mahkeme kararına istinaden şikayetçinin mal varlığı üzerinde tatbik edilen ihtiyati hacizlerin taşkın olması sebebiyle ve ayrıca teminatsız veya teminat karşılığında kaldırılması isteminin, tasarrufun iptali davasının yargılamasında görevli olan ve ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz kararını veren ................ Asliye Hukuk Mahkemesince değerlendirilmesi gerekeceği-