İstirdat davası açma süresinin bir yıl belirtilmiş olup bu sürenin hak düşürücü süre niteliğinde olduğu-  Bir yıllık dava açma süresini geçiren borçlunu iki yıl içinde sebepsiz zenginleşme davası açabileceği-
Sebepsiz zenginleşmeye dayalı istirdat talebi- Davacıya sigortalı aracı kullanımında bulunduranın aracın çalınmasını önlemek için alabileceği önlemleri alıp almadığı, atfı kabil ihmal veya kusuru bulunup bulunmadığı, park edilen yerin ve aracın özellikleri, çalınma yöntemi-
Alacaklı vekili tarafından borçlular hakkında anılan ilama dayanılarak ............. İcra Müdürlüğünün ............... E. ve ................. E. sayılı dosyaları ile dayanak ilamda alacaklılar lehine hükmedilen asıl alacak ve fer'ilerine ilişkin olmak üzere (2) ayrı takip başlatıldığının görüldüğü, kötü niyetli olmasa da, alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğu, bu durumun hukuk düzeni tarafından korunamayacağı, hâkimin, ilgili yasa maddeleri gereğince yasadaki boşluğu objektif iyi niyet kuralları içinde doldurmak zorunda olduğu, ilam bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden ayrı takip başlatmak suretiyle yasalarda belirtilen dürüstlük kuralına uymadığı, borçlunun zarara uğramasına neden olduğu anlaşıldığından, yasal düzenlemeler karşısında alacaklının bu davranışı hukuk düzeni tarafından korunamayacağından mahkemece borçlunun şikâyetinin tümden kabulü ile her iki takibin de iptaline karar verilmesi gerekeceği-
1956 yılında yapılan ifraz işlemiyle yüzölçümü eksik tescil edilen taşınmazın bu haliyle davacı TMSF adına kayıtlıyken davalı şirkete ihale ile satılarak devredildiği ve tapudaki yüzölçümü düzeltim işleminin daha sonra yapılmış olduğu- Tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan dolayı TMK m.1007 anlamında Devletin sorumlu olacağı- Devletin sorumluluğu için salt tapu sicilinin veya tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemlerinin hatalı olması yeterli olmayıp, öncelikle bir zararın ve bu zararın tapu sicilinin tutulması veya kadastro işleminden doğması veya kaynaklanmasının gerektiği- Dava konusu taşınmaz, davacının elinden, adına tescil edilen eksik yüzölçümüyle çıkmış olup davacının tapu sicilinin tutulmasından doğan veya kaynaklanan bir zararı bulunmadığı- Davacı TMSF'nin taşınmazı devir aldığı tarihte tapuda hangi yüzölçümü miktarıyla kayıtlı ise, mülkiyeti devrettiği tarihte de aynı miktarla kayıtlı olması nedeniyle fakirleşme koşulunun davacı yönünden gerçekleşmediği, sadece dava konu taşınmazın ilk tespit malikinin gerçek miktardan daha az yüzölçümü ile taşınmazın tapuya kaydedilmiş olması ve daha küçük yüzölçümü ile satmış olması nedeniyle fakirleştiğinin kabulü ile sebepsiz zenginleşme ilkesine dayanarak taşınmazı satın alan kişiye dava açma hakkı bulunduğu- "Amme alacaklarına mahsuben temlik edilen taşınmazın tasfiye amacıyla Fon tarafından edinildiği, davaya konu olayda zararın oluştuğu, TMK m. 1007 kapsamında davalı Hazinenin sorumlu olduğu, ayrıca davalı şirketin hatalı ölçüm sebebiyle taşınmazın gerçekte daha küçük yüzölçümlü olduğu bilinmek suretiyle satışının yapıldığı sabit olmakla davalı şirketin sebepsiz zenginleştiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun 02.04.2004 tarihli kararı ile davalı TEDAŞ’ın özelleştirme kapsamına alındığı, bu çerçevede TEDAŞ'a ait dağıtım bölgelerinin birer dağıtım şirketlerine dönüştürüldüğü, dönüştürülen dağıtım şirketlerinin birisi olan davacı şirket ile 29.05.2013 tarihinde hisse devir sözleşmesinin imzalandığı, elektrik faturası tahakkukundan ötürü dava dışı 3 üncü kişi tarafından söz konusu ödemenin davacı şirkete yapıldığı, davacı şirketin yapılan sözleşmeler sonucu kendi bütçesine giren ve muhasebeleştirilen bu bedeli .................... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ilamının icra takibine konulması sonucu ödemesinin, kendisinde bulunan (haksız tahsil edilmiş) paranın hak sahibine iadesi niteliğinde olduğu, yüksek fatura kesilerek haksız tahsil edildiği kesinleşen ilama bağlı tutarın davalıya önceden aktarıldığının ispat edilemediği, buna göre davacının iade ettiği paranın davalıdan tahsiline karar verilmesinin davacı tarafı sebepsiz zenginleştireceği, haksız tahsil edilen para ve faizinin davalıya rücu imkânı bulunmadığı-
Çeke dayalı icra takibinin iptali nedeniyle sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı olarak açılan alacak davası- Davacıların murisi ile davalı şirket arasında  Yeni Türk Lirası yürürlüğe girmeden 1 gün önce imzalanan sözleşme metninde ''YTL'' ibaresinin kullanılmasının, düzenlemenin herkesçe bilinmesinden kaynaklı olduğu- Sözleşme tarihi itibariyle çift imza ile temsili gereken davalı şirket tek imza ile temsil edilmişse de; sözleşmenin imzalanmasını müteakiben çift imzalı olarak düzenlenen dava konusu çeklerin, davalı şirket tarafından sözleşmenin benimsendiğini gösterdiği-
Dava, davacı tarafından davalı bankadan kullanılan ticari taşıt kredisinin erken kapatılması nedeniyle ödenen komisyon bedelinin iadesi istemine ilişkin olup..
İşçinin diplomasının sahteliğinin işverene fesih hakkı tanıdığı ancak işverenin o güne kadar ödediği ücretleri ise işçiden geri isteyemeyeceği-
İşçinin diplomasının sahte olduğu ve belgenin sahte olmasının taraflar arasındaki ... ilişkisini yok hükmünde ya da mutlak butlanla batıl hâle getirmeyeceği ancak belgenin sahte olmasının ... sözleşmesinin feshine ilişkin sonuç doğurabileceği, ... ilişkisi içerisinde meydana gelen yükümlülükler yönünden tarafların sorumlulukları devam edeceğinden davalı işçi açısından bu sürece dair aldığı ücret ödemelerinin iadesini gerektirir bir durumun söz konusu olmadığı-
Mahkeme ilamıyla dava konusu hissenin iptali ile mirasçılar olan davacılar adına hissenin tesciline karar verildiği, kararın Yargıtayca onandığı, bu karar henüz kesinleşmeden önce satış vaadi sözleşmeleri ile taşınmazlar/hisseler yönünden satış vaadi yapıldığından satış vaadi sözleşmelerinin şufa yolu ile kazanılan payı kapsamadığı, taşınmazların kamulaştırıldığı, kamulaştırılan taşınmazla ilgili olarak davalıların kamulaştırma bedeli kadar sebepsiz zenginleştikleri kabul edilmekle, kamulaştırma nedeniyle elde edilen bedelin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerektiği-