Mahkemece kurulan hükümde, hüküm altına alınan ziynetlerin ayrı ayrı bedelleri gösterilmeden toplam bedele hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
HUMK'nun 193 maddesi hükmünün kamu düzenine ilişkin hükümlerden olmakla yargılamanın her aşamasında re’sen nazara alınması gerekmesi ve usuli kazanılmış hakkın istisnası olması nedeniyle; yerel mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekeceği-
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorunda olduğundan tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekeceği-
Toplanan delillerden kocanın, annesinin evliliğe ve eşine ölçüsüz müdahalesini kasıtlı olarak önlemediği, bu suretle eşini zor durumda bıraktığı ve evlilik birliğinin mutluluğunu sağlamaya yönelik yükümlülüklerini yerine getirmediği gerçekleştiğine, bu sebeple kadınla aynı oranda kusurlu olduğu kabul edildiğine göre, kadının boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece davacı kadının boşanma davasında tam kusurlu kabul edilmesinin vekalet ücreti takdirine engel olmayacağı-
Boşanma davası için, geçerli bir evliliğin mevcudiyeti yeterli olup, evliliğe ilişkin bir kaydın varlığının zorunlu olmayacağı düşünülmeden ‘kayıtlı bir evlilik bulunmadığından’ bahisle yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmayacağı-
Hukuk muhakemeleri kanununun yürürlüğe girmesinden önce açılmış davada; davalıya katıldığı duruşmada delilleri sunması için süre verilmemesi ve sunduğu delil listesi de reddedilerek savunma hakkının kısıtlanması usul ve yasaya aykırı olduğundan davalının gösterdiği deliller toplandıktan sonra sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekeceği-
Tefhim edilen ve duruşma tutanağına geçirilen hüküm sonucu ile gerekçeli karar arasındaki aykırılığın diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olduğu-
Mahkemenin çocuğun ve tarafların barınma, geçim kaynakları ile, ekonomik/sosyal durumları konusunda, taraflardan bilgi edinmesi, onlardan açıklama istemesi, gerektiğinde, tanıkların beyanına başvurması bu şekilde bilgi toplandıktan sonra bünyesinde uzman bulunduran bir mahkemeden istinabe yoluyla uzman bilirkişi incelemesi yaptırabileceği-