Davalı-karşı davacı erkeğin beş yıldır eve gelmeyerek evlilik birliğinden kaynaklanan görevlerini yerine getirmediği anlaşıldığından, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunduğundan, davacı-karşı davalı kadının boşanma davası açmakta haklı olduğunun kabulü gerektiği-
Boşanma davalarında vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davanın kabul veya reddedilmesi durumuna göre takdir edileceği, tarafların kusur durumunun vekalet ücretinin ve yargılama giderlerinin tayinin de bir önemi olmadığı, boşanmanın fer'i (eki) niteliğindeki yoksulluk ve iştirak nafakaları ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen veya tamamen kabul ya da reddi halinde de bunlar için ayrıca vekalet ücretine hükmedilemeyeceği- Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulüne karar verildiği halde, mahkemece kusur belirlemesi gerekçe gösterilerek yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması ve davacı kadın lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Davacı erkek dava dilekçesinde tanık deliline dayanmamış olup ön inceleme duruşmasında tanıkları olduğunu bildiren davacı erkeğe delillerini bildirmesi için 2 haftalık kesin süre verilerek tanıklarının dinlenemeyeceği-
Davacı kadın yargılama sırasında tanıklarının dinlenilmesinden vazgeçmemiş olduğundan ve HMK.'nun 241. maddesi koşulları da oluşmamış olduğu halde davalı kadının tanıkları dinlenilmeden, eksik inceleme ile hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmişse de, taraflara yüklenen kusurlu davranışlar ve boşanmaya ilişkin gerekçeler karar yerinde gösterilmemiş olup gerekçesiz şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
2. HD. 11.04.2017 T. E: 2015/26177, K: 4132-
Erkeğin annesinin davacı-karşı davalı kadına ve ailesine hakaret ettiği, kadının da eşinin ailesi ile görüşmesini istemediği, eşinin ailesine hakaret ettiği anlaşıldığından, erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerektiği- Çeyiz eşyası davasının kısmen kabulüne karar verilmişse de, verilen kararda aynen, olmadığı takdirde bedeline hükmedilen çeyiz eşyalarının markaları, modelleri belli olmadığı gibi bedelleri de yer almadığından, müphem ve infazı mümkün bulunmayacak şekilde kurulan bu hükmün usul ve kanuna aykırı olduğu- Kişisel eşya talebinde de bulunulmasına karşın, bu istek hakkında olumlu olumsuz hüküm kurulmamasının isabetsiz olduğu- Kişisel eşya isteğinin açıklanması (HMK. mad. 31) ve bu isteğe ilişkin harcın yatırılması için süre verilerek bu istek hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Davalı erkeğin, davacı kadını kovduğu ,eşyalara zarar verdiği, kadına hakaret ve küfür ettiği tanık beyanları ile belirlenmiş olup taraflar arasında evlilik birliği temelinden sarsılmış ve TMK. mad. 166/1 koşulları oluşmuş olduğundan,  davacı kadının davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesi gerekirken, TMK. mad. 170/3 gereğince tarafların barışma olasılığını gösterir dosyada bir delil de olmamasına karşın "tarafların bir yıl müddetle ayrılıklarına hükmedilmesi"nin isabetsiz olduğu-
2. HD. 11.04.2017 T. E: 2015/25842, K: 4155-
2. HD. 11.04.2017 T. E: 2016/20802, K: 4188-