Davacının öldüğü anlaşıldığından, evlilik ölümle sona ermiş olup boşanma davası konusuz kaldığı-
Taraflar arasındaki boşanma davasında dinlenen davacı tanıklarının bir kısım sözleri davacı erkek tarafından açılan ve kesinleşen boşanma davasından önceki döneme ilişkin olup, bir kısım sözleri ise davacıdan aktarıma dayalı olduğu gibi somut görgüye dayalı başkaca bir beyanları da olmadığından, davalı kadının boşanmayı gerektiren başkaca kusurlu bir davranışı da ispat edilemediğinden, erkeğin boşanma davasının reddi gerekirken yetersiz gerekçeyle kabulü ile boşanmaya karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
Yerel mahkeme kararında, kadının boşanma davasının kabulüne ilişkin gerekçe gösterilmemesi ve özellikle davalı erkeğe yüklenen kusurlu davranışlara ilişkin gerekçelerin kararda gösterilmemiş olması karşısında, gerekçesiz şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
"Tarafların Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, adı. soyadı, doğum yeri ve tarihi, baba ve ana adları ile kadının evlenmeden önceki soyadı ile aile kütüğünde kayıtlı olduğu yer bilgilerinin" hükümde yazılmasının zorunlu olduğu ve mahkemece bu husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirdiği-
Taraflarca karşılıklı olarak evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle açılmış boşanma davasında; anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmadığından tarafların karşılıklı boşanma davasının çekişmeli boşanma olarak görülmesi gerektiği-
Ön inceleme aşamasında boşanma talebinin olmadığını açıklayan davalı beyanı ile anlaşmalı boşanma davasının kendiliğinden çekişmeli boşanmaya dönüşeceği ve bu durumda, mahkemece, süre verilip, ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanmak suretiyle gerçekleşecek sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerektiği-
Davalının öldüğü anlaşıldığından, mevcut evlilik ölümle sona ermiş olup boşanma davasının da konusuz kaldığı-
Mahkeme taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama ve son sözlerini söyleme hakkı vermeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanununun 184 ve 186. maddelerinin emredici ve açık hükmünü uygulamadan hüküm verdiğinden, hükmün münhasıran bu sebeple bozulması gerektiği-
Gerekçesiz şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-