İ.lı işleme dayalı tapu iptali ve tescil davalarında davacının iddiasını -5.2.1947 tarih ve 20/6 sayılı İçt. Bir. K. uyarınca- yazılı delil ile ispat etmesi gerekeceği-
Vekil ile sözleşme yapan kişi Medeni Kanununun 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşmenin geçerli olacağı ve vekil edeni bağlayacağı, vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu hususun vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalacağı, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamayacağı-
Mütekabil taahhütleri muhtevi olan bir akdin ifasını talep eden kimsenin, akdin şartlarına ve mahiyetine nazaran bir ecelden istifade hakkını haiz olmadıkça kendi borcunu ifa etmiş veya ifasını teklif eylemiş olması lazım geleceği-
3533 sayılı Yasa’ya göre, hakemler mülkiyeti belirlemekle görevli olup, tapu iptali ve tescili görevinin genel mahkemelere ait olduğu-
Dava şartının oluşmaması durumunda münhasıran bu yön ile hüküm kurulacağı-Hazinece açılan ve Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerdir iddiasını içeren davalarda 10 yıllık hak düşürücü sürenin dikkate alınmayacağı-Taşınmazın makilik olarak tefrik edildiği 1952 yılından itibaren, kadastro tesbitinin yapıldığı 1963 yılına kadar 20 yıllık zilyetlikle mülk edinme süresi dolmadığından, Hazinenin açtığı tapu iptali ve tescil davasının kabulü gerekeceği-
“Tapu iptali ve tescil” isteğine dayalı davada, “ehliyetsizlik”, “hile” ve “muvazaa” hukuksal sebeplerine birlikte dayanılabileceği, bu durumda önce “ehliyetsizlik” iddiasının araştırılması gerekeceği-
Genel kural olarak tapu kayıtlarının çakışması halinde önceki tarihli ve doğru temele dayalı tapu kaydına değer verilerek uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekir ise de; davalıya ait tapu kaydı iskan suretiyle ve Hazine’nin temliki ile oluştuğundan; sonraki tarihli olsa da davalının dayandığı tapu kaydına değer verilerek uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekeceği-
Miras bırakanın sağlığında, malvarlığının tamamını veya bir kısmını, mirasçıları arasında hoşgörü ile karşılanabilecek makul ölçüler içerisinde paylaştırmış olması halinde, mirasçılarından mal kaçırma ira-desiyle (amacıyla) hareket etmiş sayılmayacağı - Ölünceye kadar bakma nedenine dayalı temliklerde de 1.4.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçt. Bir. K.’nın yorum yoluyla (kıyasen) uygulanabilip, uygulanamayacağı-
Tapu kaydının dayanağı sebep “idari işlem veya resmi senet” herhangi bir nedenle geçersiz hale gelmişse, tapu kaydı yolsuz tescil durumuna düşeceği, Belediye Meclis kararına dayanmayan ve geçerli olmayan bir sözleşme ile çekişmeli taşınmazı edinen davalının “tapu siciline itimad” prensibine sığınamayacağı-
Tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescili davalarının adli yargıda görülmesi gerektiği - Tapu tahsis belgesinin mülkiyet belgesi olmadığı fiili kulanmayı belirleyen zilyedlik belgesi olup, ilgilisine kişisel hak sağladığı, sadece bu belgenin varlığının tescili talep etme hakkı vermediği, tescil istenebilmesi için taşınmazın buunduğu yerde imar planı yapılarak ve belge konusu yer müstakil parsel olarak gösterilip, bağımsız tapuların oluşturulması gerektiği-