Davacı ehliyetsizlik hukuksal nedeniyle ve kendi payına hasren tek başına dava açamaz. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteği-
Dava konusu edilmeyen bölüm bakımından talep aşılmak suretiyle iptal ve tescil kararı verilmiş olması yolsuz tescil niteliğinde olup, kesin hüküm oluşturmayacağı-
Dava konusu edilmeyen bölüm bakımından talep aşılmak suretiyle iptal ve tescil kararı verilmiş olmasının yolsuz tescil niteliğinde olduğu, kesin hüküm oluşturmayacağı-
5841 sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde karara bağlanan davada hak düşürücü süreden reddedilmişse de, anılan yasa Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olduğundan ve henüz anlaşmazlık hali devam ediyorsa iptalin kapsamına gireceğinden, hak düşürücü süreden reddine ilişkin kurulan kararın Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra doğru olduğunun kabul edilemeyeceği- İşin esasının incelenerek, tapu iptali, tescil, elatmanın önlenmesi, yıkım davasında çap kaydı dışındaki yer hariç olmak üzere içindeki yer bakımından davanın kısmen veya tamamen kabulü halinde de, 6099 s. K. hükümleri de gözetilerek uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerektiği-
Kadastro harici bırakılan yerin 3402 sayılı yasanın 18. maddesi hükmü uyarınca tescili isteği-
Usulüne uygun bir biçimde harç yatırmak suretiyle davaya katılıp istekte bulunmayan mirasçılar hakkında tescil hükmü kurulmuş olmasının doğru olmadığı, dava mirasçılar arasında açılıp yürüyen bir dava ise, davacı, murisin tüm mirasçıları adına iptal ve tescil istemiş olsa bile, sadece kendi miras payı bakımından iptal ve tescil istediği biçiminde yorumlanmasının ve kabul edilmesinin gerektiği, şu durumda, davacının miras payı oranında iptal ve tescile karar vermek gerekirken, usulen dava ve istekte bulunmayan diğer mirasçılar bakımından da tapu kaydının iptali ile adlarına tescile karar verilmesinin doğru olmadığı-
Dava konusu taşınmaz bölümünün 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararıyla belirlenen veya belirlenecek olan kıyı kenar çizgisine göre değerlendirilmesinin, ayrıca 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasanın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı hususunun da gözetilmesinin gerekeceği-
Birinci davada binanın tapu kütüğünün beyanlar hanesine şerh edilmesine ilişkin talebin reddine karar verildiği halde ikinci davadaki talep sonucu ile tapu kaydının kısmen iptaline karar verilmesinin istenildiği, bu durumda mahkemece davanın esasına girilerek tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda sunacakları deliller toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Taşınmazın mülkiyetinin naklini sağlayan vekaletnamenin sahte olduğu iddia edildiğine göre, bunun subutu halinde sicilin geçerli bir hukuki sebebinin bulunmayacağı, buna bağlı olarakta T.M.K.'nun 1025. maddesi uyarınca yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı-