Mahkemece eski hale ihya kararı verilmiş ancak bu kararın uygulanması için son imar düzenlemesi ile oluşan tapunun ihyasına karar verilen kısma isabet eden bölümünün iptaline karar verilmemiş olmasının, ihyasına karar verilen 1103 (131) parsel sayılı taşınmazın 5501 ada, 7,8,9,10,11,12,ve13 parsel sayılı imar çapının içinde kapsadığı bölüm belirlenip krokiye bağlandığı halde sadece anılan imar parseli içinde kaldığı belirlenerek infazda sorun çıkaracak biçimde hüküm kurulmasının da doğru olmadığı-
Bir kimsenin kendi oturduğu evin de içinde bulunduğu ve tüm mamelekini teşkil eden 2 parça taşınmazını hiçbir sebep yok iken satış göstermek suretiyle bir başkasına devredilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu-
Mahkemece eski hale ihya kararı verilmiş ancak bu kararın uygulanması için son imar düzenlemesi ile oluşan tapunun ihyasına karar verilen kısma isabet eden bölümünün iptaline karar verilmemiş olması doğru olmadığı gibi ihyasına karar verilen 1096( 124) parsel sayılı taşınmazın 5524 ada, 3 ve 5 sayılı imar çapının içinde kapsadığı bölüm belirlenip krokiye bağlandığı halde sadece anılan imar parseli içinde kaldığı belirlenerek infazda sorun çıkaracak biçimde karar verilmesinin isabetli olmadığı-
Mahkemece eski hale ihya kararı verilmiş ise de bu kararın uygulanması için son imar düzenlemesi ile oluşan sicil kayıtlarının iptaline karar verilmemiş olmasının doğru olmadığı-
Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı pay oranında tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir. Öncelikle ehliyetsizlik iddiası üzerinde durulup sonucuna göre diğer taleplerin değerlendirilmesi gerekirken bu hususta yeterli araştırma ve soruşturma yapılmadan işin esası hakkında hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Davaya katılmayan ortaklar G.ten, R., R. ve E.’in olurlarının alınması ya da miras şirketine T.M.K.’nun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, T.M.K.’nun 28. maddesi uyarınca şahsiyetin ölümle son bulacağı gözetilmeksizin ölü kişi adına tescil kararı verilmiş olmasının da isabetsiz olduğu-
Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların gözönünde tutulmasının gerekeceği-
Görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanun’un 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilecekleri-
Satışa konu edilen bir malın değerinin belirli bir semen karşılığında olacağı, semenin, başka bir ifadeyle, malın bedelinin ise mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet veya emek de olabileceğinin kabul edilmesinin gerekeceği, esasen, yukarıda değinildiği üzere, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuksal dayanağını teşkil eden 1.4.1974 gün ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında miras bırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinin kabulünün gerekeceği, bir başka ifadeyle, murisin iradesinin önem taşıyacağı-
Her ne kadar sonradan Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığının yapmış olduğu imar uygulaması idari yargı yerinde iptal edilmiş ise de; S. Belediyesi'nin çekişme konusu taşınmazla ilgili önceden yaptığı imar işlemi halen geçerli olduğuna göre; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru olmadığı gibi, kabule göre de; imar parselleri hakkında oluşan sicil kayıtlarının iptaline karar verilmeksizin eski hale ihya şeklinde hüküm kurulmuş olmasının da isabetli olmadığı-