İflas kararının kesinleşmesi üzerine İİK’nin 193/2. maddesi uyarınca borçlu hakkındaki takibin düştüğü, hacizlerin kalktığı, dolayısıyla dava konusuz kaldığından, istihkak davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek yargılama giderleri ile maktu karar ve ilam harcı ile nispi vekalet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesi gerektiği-
Dava konusu taşınmazın değeri belirlenirken dava tarihine göre değerlendirme yapılması gerekirken, tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline ilişkin kararın kesinleşme tarihi esas alınarak değer belirleyen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmasının doğru olmadığı- Hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal alınan taşınmazın değerlendirme tarihine ait Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değeri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Müdürlüğünden getirtilip, bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parseli mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parseli mi olduğu ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup, alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulmasının doğru olmadığı- Dava konusu taşınmaz tek olup asıl dava ile birleştirilen dava tek bir hukuki nedene dayalı olarak açıldığından, davacılar lehine toplam bedel üzerinden tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, asıl ve birleştirilen dava yönünden ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesinin doğru olmadığı-
Yargılama giderleri ve harçlar belirlenirken davalılar işveren ve alt işverenin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu miktarlar gözetilmeksizin hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Dava boşanma protokolünden kaynaklanan alacak davası olup, maktu harç ile görülmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince nispi harç alınarak yargılamaya devam olunduğu, maktu harca tabi davanın kabulü sebebiyle davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi gereğince maktu vekâlet ücreti takdiri ve davalının maktu dava harcından sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde nispî vekâlet ücreti ve nispî dava harcına hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu-
Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği takdirde HMK'nun 323., 326, 331/3 madde hükümlerine göre davalı taraf yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7. maddesi hükmüne göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin gerektiği-
Bölge adliye mahkemesinin tasdik etmediği bir karar için istinaf harcı alamayacağı- Taraflardan birisinin istinaf talebinin kabulü ve yeniden hüküm kurulması işleminin, aslında başlı başına bir istinaf yargılaması işlemi olduğu- Bölge adliye mahkemesi bu aşamada işin esası ile ilgili hüküm verdiğinden, hüküm altına alınan miktar üzerinden nispi harca hükmedilmesi ve ayrıca hükmün başka bir bölümünde istinaf yargılamasına yönelik mükerrer ve çelişkili hüküm kurulmaması gerektiği-
Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteği- Dava, tapu iptali ve tescil davası olduğu ve Hazine aleyhine açılan bu dava kabul edildiğine göre, davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, ayrıca davacı lehine yargılama gideri ve bu kapsamda vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken dava tescil davası gibi değerlendirilip harcın davacıya yükletilerek, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması ve lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş olması isabetsiz olmuştur. Diğer taraftan, harç hususu kamu düzenini ilgilendirdiğinden temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re'sen gözetilmesi gerekmektedir. Dava konusu taşınmazın dava tarihindeki zemin değeri üzerinden karar harcına hükmedilmesi gerekirken, davacının diktiği ağaçların değerinin hesaplamaya dahil edilmesi de hatalıdır.
Birleşen dava hakkında 20.07.2016 tarihinden sonra nihai karar verildiğinden ilk derece mahkemesince verilen karar istinaf incelemesine tabii olup, bölge adliye mahkemesince istinaf incelemesi yapılması gerektiği- Mahkemece hem belirlenen katılma alacağından hem de talep miktarından miras payı oranında sorumlu olduğu miktar düşülerek mükerrer tenzil yapılarak eksik alacağa hükmedilmesinin hatalı olduğu- Davacının miras payı oranında sorumlu olduğu miktar gözetilerek katılma alacağı miktarı belirlenmesi yerinde ise de, davanın mirasçılar arasında görülmesi nedeniyle, davalıların her birinin miras payları oranında sorumlu olduğu miktarında hüküm fıkrasında gösterilmesi ve yargılama giderlerinin de HMK'nın 326. maddesi ve miras payları göz önünde bulundurularak hüküm altına alınması gerektiği-
Mahkemece çekişmeli taşınmazın tevhit ve ifrazına ilişkin tüm bilgi belgeler celp edilerek dosya arasına alınması, bundan sonra davacı tarafın iddiasına konu olup temyize konu edilen taşınmaz bölümlerinin tevhit ve ifraz sonucu oluşan hangi taşınmazlarda kaldığının kesin olarak belirlenmesi, bu taşınmazlarda Hazine dışında 3. kişinin malik olduğu anlaşılması durumunda bu kişilerin de davada taraf olması gerektiği göz önünde bulundurularak davaya dahil edilmeleri için davacı tarafa süre ve imkan tanınması, 3. kişilerin davaya dahil edilmesi halinde dahili dava dilekçesi ve duruşma günü kendilerine tebliğ edilmesi, göstermeleri halinde delillerin toplanması, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek bundan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği- Tapu iptal tescil kararı verilen taşınmazlar bakımından karar ve ilam harcının davacıdan alınmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davada ileri sürülen muhdesatın aidiyetinin tespiti isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden yargılama sırasında eksik harcın tamamlanması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulmasının doğru olmadığı-