Takip tarihinde henüz vadesi gelmemiş olan senetlerin, senetlerdeki “muacceliyet kaydı”na dayanılarak takip konusu yapılamayacağı-
İİK. m. 257/2 maddesi uyarınca verilen ihtiyati haciz kararına dayanılarak, takip tarihinde vadesi gelmemiş olan bonolar hakkında takipte bulunulabileceği-
Çeklerdeki altı aylık zamanaşımı süresinin, ibraz süresinin bitiminden itibaren işlemeye başlayacağı-
Tarafların düzenledikleri bonoda “yetkili icra dairesini” (mahkemeyi) belirleyebilecekleri-
Menfi tespit kararının kesinleştiği tarihten sonra, takip dosyasında alacaklı tarafından altı aylık süre içinde zamanaşımını kesecek herhangi bir takip işleminde bulunulmamış olması halinde, takip konusu çekin zamanaşımına uğramış olacağı-
İhtiyati haciz kararından sonra ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin bulunduğu yerdeki icra dairesinde bu ihtiyati haciz kararının icraya konulabileceği-
Ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihte borçlunun Türkiye’de bulunmadığının saptanması halinde yapılan tebliğ işleminin usulsüz sayılacağı; icra mahkemesince “ödeme emrinin tebliğ tarihinin borçlunun bildirdiği tarih olarak düzeltilmesine” şeklinde karar verilmesi gerekeceği-