Malvarlığına yönelen bir eylemin dava tarihinde yürürlülükte bulunan TBK'nın 58.maddesi anlamında kişisel hakları ihlal eden bir eylem niteliğinde olmadığı, somut olayda davalının eksik ve ayıplı imalatı nedeniyle davacı iş sahibinin ticari itibarının zarar gördüğü gerekçesiyle manevi tazminat istendiği, bu durumda taraflar arasındaki temel ilişki eser sözleşmesinden kaynaklanan yapım işi olup, manevi tazminata konu edilen eylem malvarlığına yönelen bir nitelik arzettiğinden, davacı yararına manevi tazminat tayinin için gerekli yasal koşulların oluşmadığı-
Aldatılan davacının, dava dışı eşinden sadakat yükümlülüğünü ihlali nedeniyle manevi tazminat talep edebileceği kuşkusuzsa da, eşin eylemini birlikte gerçekleştirdiği kişi yönünden kişilik haklarına saldırı nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemiyle açılan davanın reddi gerekeceği-
Davaya konu tweet içerisinde kullanılan ve mahkemece tazminat verilmesine gerekçe sayılan ifadelerin eleştiri niteliğinde olduğu, davalının değer yargısını içerdiği, yazının bütünü değerlendirildiğinde kullanılan sözlerin, kişilik haklarına saldırı niteliğinde kabul edilemeyeceği-
Eşinin ailesi ile görüşmek istemeyen, ailesine karşı kırıcı davranışlar sergileyen, "çok da inandım, sevgilinin kollarındasın" şeklinde mesaj atmak ve dedektif tutmak suretiyle eşine karşı aşırı güvensizlik duyan davalı kadının evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda ağır kusurlu olduğu-
Davacının dava dışı eşinin evlenmeyle eşe yüklediği ödevler arasında bulunan sadakat yükümlülüğünü ihlali nedeniyle, TMK. mad. 185 ve 174 uyarınca boşanma sebebi ve istek halinde manevi tazminatı gerektirir nitelikte olduğunun kuşkusuz olduğu ancak, davalının doğrudan davacının bedensel veya ruhsal bütünlüğüne yönelik hukuka aykırı bir fiilde bulunduğundan söz edilemeyeceği, TMK.'da yükümlülüğünü ihlal eden eşin eylemini birlikte gerçekleştirdiği kişiler yönünden herhangi bir düzenlemenin yer almadığı, davalının eylemi, davacının kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak kabul edilemeyeceğinden davacının manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerektiği-
Dava kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkin olup,tazminat hukuku ilkeleri gereğince, haksız eylemden kaynaklanan zararın ödetilmesi amacıyla açılan davalarda, istek bulunması durumunda, kabul edilecek tazminata olay tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekeceği, dosyadaki bilgi ve belgelere ile ceza mahkemesi dosya içeriğine göre olay tarihinin 10/11/2010 olduğu anlaşıldığı, birleşen dosya davacısı dava dilekçesinde, hükmedilecek tazminata olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini talep etmiş olduğu halde, mahkemece faizle ilgili bir karar verilmemiş olmasının usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bu nedenle bozulması gerekirse de; belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekeceği-
İİK.82/11'de sayılan ve vücut ve sıhhat üzerinde doğan zararlara ilişkin tazminat hakların haczedilemeyeceği- Manevi tazminatın her türünün haczedilebileceği-
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 56 ve 58. maddelerindeki yasal düzenlemelere göre, kınama kararının kişilik haklarına saldırı nedeniyle verilebileceği, bedensel zararlara ilişkin manevi tazminat istemlerinde bu yönde bir düzenlemenin olmadığı, diğer bir deyişle bedensel bütünlüğün zedelenmesi halinde bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verilmesi gerekeceği-
İş kazası nedeniyle takdir edilen manevi tazminat miktarının az olmasına ve ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek avukatlık ücretine hükmedilmesine rağmen somut uyuşmazlıkta bu yönde değerlendirme içermeyen yerel mahkeme kararının düzeltilerek onandığı, bu itibarla ortada açık bir maddi yanılgı olduğu anlaşıldığından, Özel Dairenin bu hususu bir maddi hata olarak nitelendirmek ve düzelterek onama kararını kaldırmak suretiyle yeniden inceleme yapmasında isabetsizlik bulunmadığı-
İş kazası nedeniyle ayağından ve belinden sakatlanarak malul kalan sigortalının anne ve babası ile eşi ve çocukları lehine olayın özelliği, yaralanmanın niteliği, meslekte kazanma gücündeki kayıp oranı ve özellikle ağır bedensel zararın oluşmaması durumu dikkate alındığında ruhi ve asabi sağlık bütünlükleri ağır bir şekilde ihlal edilmediğinden yansıma yolu ile manevi tazminat verilemeyeceği-