Yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin davalarda hükmedilecek paranın, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşıdığı, bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmediği, tazminatın sınırının onun amacına göre belirlenmesi gerektiği ve takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerektiği-
Haksız suç isnat edilmesi nedeniyle açılan manevi tazminat davası davalının söz konusu suç duyurusunu, hak arama özgürlüğü kapsamında yaptığı gerekçesiyle reddedildiğinden, (karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca) kendisini vekille temsil ettirmiş olan davalı yararına 1.500,00 TL maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği-
Davacı bilirkişi hakkında “Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik veya Tercümanlık Yapma” suçundan dolayı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmişse de, davalı, taraf olarak bulunduğu dosyada aleyhine bilirkişi raporu düzenlenmesi üzerine hukuk mahkemesinde rapora itiraz etmiş ve aynı zamanda olağan kuşku üzerine hak arama özgürlüğü kapsamında şikayet hakkını kullanmış olduğundan ve şikayet dilekçesi içeriğinde de kişilik haklarına saldırı oluşturabilecek ifadelerin bulunmadığı anlaşıldığından, şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları dahilinde olduğu kabul edilerek haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin istemin tümden reddine karar verilmesi gerektiği-
Kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkin dava kısmen reddedildiğinden, davalı yararına, davacı yararına hükmedilen vekalet ücretinden fazla olarak vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının hatalı olduğu-
Yalnızca asıl dava hakkında karar verilerek, karşı dava hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamasının isabetsiz olduğu-
Davacı; davalı Üniversite Rektörlüğünün hizmet kusuruna dayanmış olduğundan, mahkemece, bu davalı yönünden yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi gerektiği- Davalı ile üniversite öğretim görevlisi olarak çalışan ve kamu görevlisi olan diğer davalıların, yönetmeliğe aykırı olarak görevleri sırasında ve görevlerinden dolayı davacıyı zarara uğrattıkları ileri sürüldüğünden ve kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen koşullara uygun olarak, idare aleyhine açılabileceğine göre; adı geçen davalılara husumet yöneltilmesinin hatalı olduğu-
Haksız şikayet nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunan davacı hakkında kamu davası açıldığına göre yeterli suç şüphesi ve emare bulunduğu, davalının vermiş olduğu şikayet dilekçesi de bir bütün olarak değerlendirildiğinde hak arama özgürlüğü sınırlarının aşılmadığı, manevi tazminat isteminin tümden reddedilmesi gerektiği-
675 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararname gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/08/2016 tarihinde önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce dava şartı yokluğu nedeniyle ret kararı verileceği-
Menfi tespit talebine ilişkin dava, ödeme nedeniyle kendiliğinden istirdada dönüşeceğinden hesaplanan tazminattan bu gerekçeyle indirim yapılmasının hatalı olduğu- Davaya konu icra takibinin davacının ortağı olduğu limited şirketin borcu nedeniyle yapıldığı, davacı tarafından davalı şirket aleyhine açılan menfi tespit davası sonunda davacının borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, kararın onanarak kesinleştiği uyuşmazlıkta, haciz işleminin borçlu olmadığını bildiği veya borçluya ait olmadığını bildiği kişi ve eşyaya yönelik yapılması durumunda, haksız hacizin söz konusu olacağı; bu nedenle davacının maddi zararının karşılanması gerekirse de, kişilik haklarına saldırı oluşturacak şekilde bir haksız haciz işlemi olmadığından, haksız haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının kötüniyetinin ve ağır kusurunun varlığı arandığından, davacının, dava dışı borçlu şirketin ortağı olduğu da dikkate alındığında salt davacıya zarar vermek amacıyla haciz işlemlerinin yapıldığı söylenemeyeceğinden, haksız haciz nedeniyle manevi tazminat isteminin reddi gerektiği-
Ceza davasında kasten yaralama suçundan ceza aldığı ve cezasında haksız tahrik nedeniyle yarı oranında indirim yapıldığı ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, hükmün itiraz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılan taraf yönünden mahkemece, maddi tazminat talebi yönünden haksız tahrik indirimi yapılmamış olmasının hatalı olduğu-