Davaya konu yayının güncel olduğu, toplumun bilgi edinme, basının haber verme hakkı kapsamında kaldığı, özle biçim arasındaki dengenin bozulmadığı, davacının kişilik haklarına saldırının gerçekleşmediğinin anlaşıldığı-
Davaya konu olan olayda; olayın oluş şekli, olay tarihi, yaralanmanın niteliği, ceza yargılamasındaki mahkumiyet hükmü ve hükümdeki ceza uygulamaları dikkate alındığında davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğu-
Davacı avukatı, davalının şikayet etmediği, dava dışı kiracının şikayet ettiği, asıl davanın davalısının ceza yargılamasında tanık olarak dinlendiği, Adalet Bakanlığı tarafından davacı avukatın yargılanması için soruşturma izni verildiği anlaşıldığından, davacı hakkında şikayetçi olunmasında az da olsa bir takım emareler mevcut olup şikayetin olağan kuşku üzerine somut emarelere dayandırılarak yapıldığı ve hak arama özgürlüğü kapsamında kaldığı-
Kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınan eşya hakkında hırsızlık suçundan doğan zarar, davacıların iç huzurunu bozacak nitelikte bir olgu olmadığı, manevi tazminatın koşullarını düzenleyen TBK mad. 58'e göre davalının haksız eylemi kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak kabul edilemeyeceği-
Davaya konu yayında kullanılan ifadeler; tarafların konumu, yayın tarihi dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğu-
Davaya konu edilen yayının yer aldığı gazetenin künyesi bölümünde, yayın sahibi, sorumlu yazı işleri müdürünün kim olduğu açık ve net olarak belirlenebilir nitelikte olduğundan, mahkemece "yayın sahibi" yerine "sorumlu yazı işleri müdürünün" davalı olarak gösterilmesinin makul bir yanılgıya dayandığı gerekçesiyle HMK. mad. 124 uyarınca iradi taraf değişikliğine ilişkin talebin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu- Dava konusu haberin güncel ve görünür gerçekliğe uygun olduğu, toplumun bilgi edinme, basının haber verme hakkı kapsamında kaldığı, habere yönelik toplumsal ilginin bulunduğu, edinilen bilgilerin gazetecilik tekniği gereği okuyucunun ilgisini çekecek nitelikte verilen başlık ile aktarıldığı anlaşıldığından, demokratik toplum tarafından meşru sayılabilecek nitelikte, basın özgürlüğüne getirilmesi gereken bir sınırlamanın gerekli olmadığı ve davacının kişilik haklarına bir saldırı bulunmadığının kabulü ile manevi tazminata ilişkin istemin tümden reddine karar verilmesi gerektiği-
Manevi tazminata hükmederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alınacağından, olay tarihi, olayın oluş şeklide dikkate alındığında davacı lehine hükmedilen manevi tazminat tutarı az olduğu-
TBK mad. 74 "uyarınca ceza mahkemesinin kararı hukuk hakimini bağlamaz ise de, somut olayın özelliği itibariyle maddi olgunun ve davalının sorumluluğunun tespiti açısından ceza dava dosyasının sonucu önem arz ettiğinden, ceza dava dosyasının kesinleşmesi beklenmeli ve ondan sonra tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca uygun bir karar verileceği-
Kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/08/2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda, 670 s. OHAL Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında KHK'nin 5'inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle ret kararı verileceği-
Taraflar arasında bir alacak ve borç ilişkisinin mevcut olduğu ancak borcun sona erip ermediği konusunda uyuşmazlık bulunduğu, itirazın iptali davası neticesinde davalının ihtiyati haciz talebinin haksız olduğu anlaşılmış ise de manevi tazminattan sorumluluk için kusur aranacağı- Haciz için borçlu davacıya ait işyerine gidildiği, haciz mahallinde, davacı tarafından, takibe konu edilen paranın ödendiği, başkaca işlem yapılmadığı, nakdi teminatın sonradan teminat mektubu ile değiştirildiği gözetildiğinde, davacının ağır manevi zararının oluşmadığının kabulü ile manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-