Kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemi-
Cinsel amaçlı olarak kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma nedeniyle manevi tazminat istemi-
Haksız haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının kötü niyetinin, kusurunun ve ağır zararının varlığı gerektiği- Salt davacıya zarar vermek amacıyla haciz işlemlerinin yapıldığı (takibin haksız ve kötüniyetli olduğu) söylenemez ise manevi tazminat isteminin tümden reddi gerektiği-
Basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemi-
Havayolu taşımasında "overbooking" uygulaması nedeniyle uçağa alınmama sebepli maddi ve manevi tazminat istemi-
Kişilik haklarının ihlal edilmesinden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkin davada, davalı banka personeli tarafından söylendiği ve davacının kişilik haklarının zedelenmesine yol açtığı ileri sürülen sözlerin söylendiğine dair dinlenen tanık beyanlarının görgüye dayalı olmadığı, salt davacının davalı bankaya yatırdığı mevduatını geç almasının haksız eylem oluşturmadığı, davacı tarafından kişilik haklarının zedelendiği hususunun ispat edilemediği dikkate alındığında davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Dosya kapsamından; davacı aleyhine başlatılan icra takiplerini site yönetiminin yaptığının anlaşıldığı, davalı site yöneticisi olup, site yönetiminden kaynaklanan zararlar nedeniyle site yöneticisine şahsen husumet yöneltilemeyeceği, davalı yönünden husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, esasa girilerek karar verilmesinin doğru olmadığı-
Haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat istemi-
Yayın tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nin 49. maddesi uyarınca; kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimsenin manevi tazminata hükmedilmesini isteyebileceği, hâkimin manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alması gerekeceği, somut olayda; yayın tarihi, tarafların konumu gözetildiğinde, davacılar yararına hüküm altına alınan manevi tazminatların fazla olduğu, davacılar yararına daha alt seviyede manevi tazminata karar verilmesi gerekeceği- Vekille takip edilen davalarda davanın kabul ve ret oranları gözetilerek ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi dikkate alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren taraflar yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Dava konusu olayla ilgili olarak yürütülen soruşturma dosyasının incelenmesinde; davalının ikametinde meydana gelen hırsızlık olayıyla ilgili olarak verdiği ifadesinde, ikametine girerken davacıyı gördüğünü ve ondan şüphelendiğini beyan ettiği, bu beyan üzerine olaydan bir gün sonra kolluk görevlilerince bilgi sahibi sıfatı ile davacının ifadesine başvurulduğu, bunun dışında soruşturma dosyasında davacı hakkında yapılan herhangi bir işlem olmadığı ve meçhul şüpheli hakkında daimi arama kararı verildiği anlaşılmış olup, davalının da yargılama aşamasında, ikametine geldiğinde bir kısım yerlerin henüz karıştırılmamış olduğunu, bu nedenle hırsızın hala evde olabileceğinden şüphelendiğini, giriş kapısına gittiğinde davacı ile karşılaştığını, etrafta da başka kimse olmadığını bu nedenle davacıdan şüphelendiğini savunduğuna göre şikayet için yeterli emarenin bulunduğu, davalının şikayetinin hak arama özgürlüğü kapsamında kaldığı, haksız şikayetten kaynaklanan manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerektiği-