Dosya kapsamından; davacı aleyhine başlatılan icra takiplerini site yönetiminin yaptığının anlaşıldığı, davalı site yöneticisi olup, site yönetiminden kaynaklanan zararlar nedeniyle site yöneticisine şahsen husumet yöneltilemeyeceği, davalı yönünden husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, esasa girilerek karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kişilik haklarının ihlal edilmesinden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkin davada, davalı banka personeli tarafından söylendiği ve davacının kişilik haklarının zedelenmesine yol açtığı ileri sürülen sözlerin söylendiğine dair dinlenen tanık beyanlarının görgüye dayalı olmadığı, salt davacının davalı bankaya yatırdığı mevduatını geç almasının haksız eylem oluşturmadığı, davacı tarafından kişilik haklarının zedelendiği hususunun ispat edilemediği dikkate alındığında davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat istemi-
Yayın tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nin 49. maddesi uyarınca; kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimsenin manevi tazminata hükmedilmesini isteyebileceği, hâkimin manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alması gerekeceği, somut olayda; yayın tarihi, tarafların konumu gözetildiğinde, davacılar yararına hüküm altına alınan manevi tazminatların fazla olduğu, davacılar yararına daha alt seviyede manevi tazminata karar verilmesi gerekeceği- Vekille takip edilen davalarda davanın kabul ve ret oranları gözetilerek ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi dikkate alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren taraflar yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Dava konusu olayla ilgili olarak yürütülen soruşturma dosyasının incelenmesinde; davalının ikametinde meydana gelen hırsızlık olayıyla ilgili olarak verdiği ifadesinde, ikametine girerken davacıyı gördüğünü ve ondan şüphelendiğini beyan ettiği, bu beyan üzerine olaydan bir gün sonra kolluk görevlilerince bilgi sahibi sıfatı ile davacının ifadesine başvurulduğu, bunun dışında soruşturma dosyasında davacı hakkında yapılan herhangi bir işlem olmadığı ve meçhul şüpheli hakkında daimi arama kararı verildiği anlaşılmış olup, davalının da yargılama aşamasında, ikametine geldiğinde bir kısım yerlerin henüz karıştırılmamış olduğunu, bu nedenle hırsızın hala evde olabileceğinden şüphelendiğini, giriş kapısına gittiğinde davacı ile karşılaştığını, etrafta da başka kimse olmadığını bu nedenle davacıdan şüphelendiğini savunduğuna göre şikayet için yeterli emarenin bulunduğu, davalının şikayetinin hak arama özgürlüğü kapsamında kaldığı, haksız şikayetten kaynaklanan manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu köşe yazıları bir bütün olarak ele alındığında, içerikleri ve yayınlandığı tarihler itibariyle konunun güncel olduğu, kamuoyunun gündeminde olan ve siyasetçi kimliği taşıyan bir kişi olan davacı hakkındaki iddiaların görünür gerçeğe uygun olduğu, kamuoyunun bilgilendirilmesinin ön plânda tutulduğu, başlık ve içeriklerinde hakaret içeren bir ifadeye yer verilmediği, kullanılan başlık ve üslup okuyucunun ilgisini çekmeye yönelik bir gazetecilik tekniği olduğu gibi siyasilerin katlanması gereken eleştiri sınırlarını da aşmadığı anlaşıldığına göre söz konusu köşe yazıların basın özgürlüğü kapsamında kaldığı ve davacının kişilik haklarına saldırının teşkil etmediği-
Haksız haciz nedeni ile uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemi- Davalı, davacı ile avukatı arasındaki vekalet sözleşmesinin tarafı olmayıp davacının vekili ile aralarındaki iç ilişki gereği vekiline ödediği ücretin haksız haciz yapan davalıdan tahsiline karar verilemeyeceği-  Davacının, avukatına serbest meslek makbuzu ile ödemiş olduğu ücretle davalının sorumlu tutulmuş olmasının usul ve yasaya uygun düşmediği-
Basın yoluyla kişilik haklarına saldırıya dayalı manevi tazminat, birleşen dava aynı yayın nedeniyle uğranılan maddi zararın ödetilmesi istemi-
Haksız eylemden kaynaklanan manevi tazminat-
Davacı, davalının kesinleşen menfi tespit ilamının infazını yerine getirmediğini bu nedenle bir çok defa davalı kuruma başvurduğunu, borçlu göründüğü için abone olunan taşınmazı için kamulaştırma yapacak idare ile uzlaşma yoluna gidemediğini, borç baskısı yaşadığını, her gittiğinde başka yere yönlendirildiğini iddia ederek, eldeki davayı açmış ise de; ilgili yasa hükümleri gereğince, davacının iddiasına konu teşkil eden hususların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı bu haliyle, manevi tazminat istem koşullarının oluşmadığı-