Vakfiyede tevliyet için dönem ve kuşak koşulu getirilmiş bulunduğundan, vakıf evladı davacı R. Kozarja'nın sağlığında bir sonraki kuşakta yer alan oğlu K.'in vakfa mütevelli olma hakkını kazanamayacağı, dolayısıyla vakfiyeye göre tevliyetten kaynaklanan -ve vakfın mazbutiye alınmasıyla 39. maddenin 2. fıkrası gereğince saklı tutulan- intifa hakkını bu aşamada kullanmasına olanak bulunmadığı gözetilmeden, R. Kozarja'nın yanında oğlu K. Kozarja'nın da intifa hakkına müstahak olduğunun tespitine karar verilmesinin doğru olmadığı-
2762 sayılı Vakıflar Kanunu’nun 40. maddesi gereğince, gaile fazlasına müstahak vakıf evladı olduğunun tespitine ilişkin davalarda Vakıflar Genel Müdürlüğü yasal hasım olduğundan davanın kabulü halinde yargılama giderleri ile sorumlu tutulması doğru değil ise de, bu yanılgının düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
2762 sayılı Vakıflar Kanunu’nun 40. maddesi gereğince, gaile fazlasına müstahak vakıf evladı olduklarının tespitine ilişkin davalarda Vakıflar Genel Müdürlüğü yasal hasım olduğundan, davanın kabulü halinde yargılama giderleri ile sorumlu tutulmasının doğru olmadığı-
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları yapacakları tüm muameleler dolayısıyla her türlü harçtan muaf tutulmuş olup, bu muafiyetin vakfın doğrudan yapacağı işlemleri kapsadığı, vakfın yargı harcından bağışık tutulabilmesi için bunun yasada açıkça belirtilmiş olmasının gerektiği-
Vakfın yetkili kurulunda, senet değişikliğinin hangi maddeleri kapsadığı ve ne gibi değişiklikleri içerdiği yolunda açıkça bir karar alınmadan uygulamada duraksama ve karışıklığa sebep olacak biçimde "ihtiyaç duyulan değişiklikler için genel kurula bilgi verilerek değişikliklerin yapılması" şeklinde alınan karar doğrultusunda bu hususta yetki verilen kişinin noterde düzenlediği değişiklik senedinin tesciline karar verilmesinin doğru olmadığı-
Vakıflar Kanunu'nun 29/son maddesine göre; mülkiyeti mutasarrıflarına geçmiş taşınmazlarda maliklerin Hazine'den başka varis bırakmadan ölümleri halinde, mülkiyetin mahlulen vakfına rücu edeceği, bu kanunun yayımı tarihine kadar son mirasçı olarak Hazineye intikal edip de, bu husus tapuya işlenmemiş taşınmazların da aynı hükme tabi olacağı-
Vakıf şerhinin terkini için 10 yıllık süreye bakılmaksızın dava açılabileceği, vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin, vakıf şerhinin doğrudan kaldırılması gerekip gerekmediğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanmasının gerekeceği, vakıflara ait tapu kaydının ilk tesisinden getirtilmesinin, vakıf durumunu gösterir kayıtların ve dayanılan diğer belgelerin istenmesinin, vakfın türü hakkında bilgi alınmasının ve bilirkişi görüşüne başvurularak sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
5263 Sayılı Yasa’nın 19. maddesi ile 3294 Sayılı Yasanın 7. maddesinde yapılan değişikliğe uygun olarak, vakıf mütevelli heyetinin yeni oluşumunun senette düzenlenmesine değişiklikten önceki mütevelli heyetin karar vermesinin gerekeceği-
Vakıf üyeliğinin sona erdirilmesine dair vakıf yönetim kurulunun 31.10.2000 tarih 13 numaralı kararının iptali ile vakıf üyeliğinin yeniden tesciline ilişkin istemi vakıf yönetim kurulunca reddedilen davacının vakıf genel kuruluna başvurmadan diğer bir anlatımla iç denetim yollarını tüketmeden mahkemeden yönetim kurulu kararının iptalini istemesinin yerinde olmadığı-