Yasa koyucunun öncesi vakıf olan taşınmazların vakfına (aslına) dönmesini uygun gördüğü, bazı ayrıcalıklar dışında hazineye intikal yolunu kapatmak istediği, mülkiyeti mutasarrıfa geçmiş olan taşınmazlarda maliklerin bu yasanın yayımı tarihine kadar ölmeleri üzerine son mirasçı sıfatıyla hazineye intikal edip de bu husus tapu kaydına işlenmiş bulunanlar ayrık bırakılarak, işlenmemiş olan taşınmazların mahlülen vakfına rücu edeceği, o halde 2888 sayılı Yasanın yürürlük tarihinden önce son mirasçı olarak hazineye intikal edip, tapuda hazine üzerine tescil edilen taşınmazların, yasada öngörülen ayrıcalıkları teşkil ettiğinden mülkiyetin vakfa dönmesine yasal olarak bulunmayacağı-
İcareteynli ya da mukataalı taşınmazların malikinin mutasarrıfı değil, vakıf tüzel kişiliği olduğu, bu nedenle vakıf malı olan taşınmazların, mutasarrıflarının mirasçı bırakmadan ölmeleri halinde mahlulen vakfına dönmelerinin asıl olduğu–
Evladiyet bağı ispatlanmadıkça galleye müstehak vakıf evlatlığının tespitine karar verilemeyeceği - Murisin vakıf evladı olduğu hususunda kesinleşmiş mahkeme kararı yoksa vakfedenle kendileri arasındaki evladiyet bağının ispatlanması gerekeceği ve murisin evlatlar listesinde adının olmasının ve belli bir süre galleden pay almış olmasının, galleye mustehak vakıf evladı olunduğunu göstermeyeceği–
Vakıf senedinde «iştirakçilerden emekli olanlara yardımda bulunmak» ilkesinin benimsendiği vakıfta, bu gayeye uygun olarak emekli yardımını hak eden kişinin, vakıf senedinin diğer bir maddesinde ve yönetmelikte öngörülen iki aylık müracaat süresinde vakfa başvurmamış olmasının, onun bu hakkı ileride istemesine engel teşkil etmeyeceği–
Vakfedilen malın, vakfedenin mamelekinde bulunması gerekeceği, senette vakfa tahsis edildiği bildirilen malların, kuruculardan kime ait olduğu ve özellikleri duraksamaya yer vermeyecek açıklıkta gösterilmesi gerekeceği-
Yardım vakfı üyesinin verdiği beyannameye göre, üyenin ölümü halinde vakıf tarafından yapılacak yardımın lehdarı olarak gösterilen kişilerin de üye ile birlikte ölmeleri ve sorunun miras kuralları çerçevesinde çözülmesine olanak bulunmaması karşısında, müteveffa vakıf üyesinin bulunmaması karşısında, müteveffa vakıf üyesinin hiç beyanname vermemiş olduğu kabul edilerek çözüme gidilmesi gerekeceği–
Vakıf senedi değişikliğiyle, yetkileri genişletilen ve konumda aleyhine bir değişiklik yapılmayan yönetim kurulu üyesinin «vakıf senedi değişikliğinin iptali» istemiyle açılan davaya «hukuki yararı» olmadığından asli müdahil sıfatıyla katılamayacağı–
Davacının evladı olduğunun tesbitine karar verilmesini istediği vakfın vakıfnamesinde galle fazlasından yararlanabilmek için ön batından ve erkek evlat olmak şartının bulunduğu, diğer bir deyimle davacının ön batından olma evlat niteliğini kazandığında ( kendinden önceki batınlardaki evlat öldükten sonra ) galle fazlasından yararlanma niteliğini elde edeceği, bu durumda davacının, vakfın evladı olduğunun tesbitine dair davada hukuki yararı bulunmadığının ileri sürülemeyeceği-
Vakfın re’sen düzenlenecek resmi senetle kurulması gerektiğine göre, Vakıf senedinde yapılacak değişikliğin de aynı biçimde yapılması gerekeceği–
Vakıf yönetiminin vakıfname gereği yönetimde yer alan veya temsilci gönderen bir kişi veya kuruluşu vakıfnameyi değiştirmek suretiyle dışlayamayacağı-