Bononun çift vade içermesi sebebiyle TTK' nın 778 maddesi atfıyla aynı Kanunun 703. maddesi uyarınca bono olarak kambiyo senedi vasfını kaybedeceği ve yazılı delil başlangıcı olarak nitelendirilmesi gerekeceği- Dava konusu senet bir bono gibi tanzim edilmişse de çelişkili vade içerdiği için bir kambiyo senedi niteliğinde değildir. Bu nedenle bu bonoda avalist olan davacının şekle aykırılık nedeniyle aval sorumluluğu sona erdiğinden avalist konumundaki davacı yönünden davanın kabulü gerekeceği-
İcra takibine konu senedin borçlusu davacı, alacaklısı davalı olan senedin taşınmazların üzerindeki hacizlerin kaldırılmasının teminatı olarak, teminat senedi olarak davalıya verildiği hususunu usulüne uygun yazılı belge ile ispatlayamadığından davanın reddi gerektiği-
İİK. mad. 72/5 uyarınca, menfi tespit davasının davacı (borçlu) lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötü niyetli olması hâlinde, istem varsa, davacı (borçlu) lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği, ancak takibin haksız olmasının tek başına yeterli olmadığı, davacı borçlunun takibin kötü niyetli olduğunu da ispat etmesi gerektiği- Dava konusu senetlerin davalı alacaklıya (hamile) ortaklığın tasfiyesi sırasında alacağına karşılık ciro edilerek verildiği, davalı alacaklının (hamilin) senetleri ciro yoluyla elde etmesi nedeniyle senedin diğer davalı lehtarın oğlu tarafından sahte olarak düzenlenerek kendisine verildiğini ve dolayısıyla senetler üzerindeki imzanın keşideciye ait olup olmadığını bilmesinin olanaklı olmadığı anlaşıldığından, kendisine verilen senetlerin sahte imza ile düzenlenerek verildiğinden haberi olmayan davalı alacaklının davacı borçlunun senetlerin ödenmesinden sorumlu olduğu düşüncesiyle takibe girişmiş olmasında kötü niyetinin veya ağır kusurunun bulunduğundan söz edilemeyeceği-