Davacının davaya konu çek bedelini ödediği ancak çekin akıbetinin meçhul olduğu, bedeli ödenen çekin davacının eline geçmediği, sonradan açılan çek iptali davasının sonucunun beklenmesine gerek olmadığı, bu itibarla davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu-
Kira alacağına ilişkin açılan takibe karşı görülen davada, davacının kira bedellerini ödediğine dair belge sunamadığı, davalı tarafından kendisine verildiğini iddia ettiği ibranamede davalının imzasının bulunmadığından davanın reddinin gerekeceği-Kiralanan mecurun tahliye sebebinin yapılan tadilat olmayıp, ödenmeyen kira bedeli sebebiyle tahliye olması sebebiyle,talep edilen kâr mahrumiyeti ve manevi tazminat taleplerinin reddi gerekeceği-
Takibe konu bononun 1500 TL lik kısmının 30/04/2007 tarihinde ödendiği, ıslahla dönüştürülen istirdat davasının ise ödeme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 19/06/2008 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilebileceği-
Dava ve takibe konu senetteki imzaya itiraz eden davacının, Adli Tıp Kurumunca yapılan inleme neticesinde, “davacının eli ürünü olmadığı”nın anlaşılması sebebiyle “davanın kabulüne ve %40 tazminata” karar verilmesi gerekeceği-
İbranamedeki imzanın davalıya ait olup olmadığının, adli tıp kurumu raporu ile araştırılmasının gerekeceği-
Menfi tespit ilamı ile hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama gideri gibi kalemlerin infazı ve icra takibine konu edilebilmesi için menfi tespit hükmünün kesinleşmesi gerekeceği-
Birleştirilen menfi tespit davasının, asıl dava olan itirazın iptali davası açıldıktan sonra açıldığı, borçlunun itirazın iptali davasında borçlu olmadığı def’i yolu ile savunma olanağı bulunduğundan itirazın iptali davasından sonra menfi tespit davası açmasında hukuki yararının bulunmadığı, hukuki yarar dava şartlarından olduğundan mahkemece bu durumun re’sen gözetilerek menfi tespit davasının reddine karar verilmesinin gerekeceği-
İstirdat davasının davacısının, sonuçlanmış bulunan, bir başka ifade ile ödeme yapılan takibin borçlusu olduğu, ödemenin bir üçüncü kişi tarafından yapılmasının öneminin olmadığı, mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, imzalı boş kağıdı karşı tarafa veren kimsenin belge üzerinde kendisini zarara sokabilecek mahiyette ilaveler yapılabileceğini bilmesi gerektiği, TTK’nun 592.maddesine göre açığa imza atılmak suretiyle tanzim olunan senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu ispat edilmedikçe geçerli olduğu, HUMK’nun 290.maddesine göre ise de senede karşı her türlü iddianın yazılı delille ispatının gerektiği, davacı tarafın yazılı delil sunamadığı, davalının senedi anlaşmaya aykırı olarak doldurmadığına ve senetten dolayı kendisine ödeme yapılmadığına ilişkin olarak yemin ettiği gerekçesiyle mahkemece davacının davasının reddine karar verilebileceği-