Menfi tesbit davasında takip alacaklısı hakkında tefecilik suçundan dolayı verilen mahkumiyet kararının mahkemece değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın senet nedeni ile borçlu olmadığının tespitine ilişkin olduğu davada, dosya içeriğine ve toplanan delillere göre senedin hatır senedi olarak verildiği ve bedelsizlik iddiasının kanıtlanamadığı durumda dava dilekçesinde yemin deliline dayanan davacıya yemin teklif hakkının hatırlatılarak uygun sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin bozmayı gerektireceği-
Davalının, takibe konu bono ile ilgili borcu olmadığına dair davacıya imzalı belge vermesine rağmen, belgedeki imzayı inkar ederek icra takibine girişmekle kötü niyetli olduğunun kabulü gerekirken, davacı yanın talep ettiği kötü niyet tazminatının yazılı gerekçe ile reddinin isabetsiz olacağı-
HMK’un 33. maddesi uyarınca olayların açıklanmasının taraflara, hukuki nitelendirmesinin ise hakime ait görev olduğu-
Çok iyi tanınmayan kişilere borçlusunun kim olduğu bilinmeyen bir senet karşılığı borç verilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı-
Özellikle karar başlığına davalının yanlış yazılmış olmasının HUMK’nun 459.maddesi uyarınca her zaman düzeltilebileceği (HMK. m. 304)-
Davalı alacaklı hakkında, davacı-borçlunun şikâyeti üzerine ceza mahkemesinde «güveni kötüye kullanma» suçu ile ilgili ceza davası sonucunun, hukuk davasında bekletici mesele yapılması gerektiği–Hukuk hakiminin "kesinleşen ceza mahkemesinin mahkumiyet kararları" ile "beraate ilişkin kararlarında tespit edilen maddi olgularla" bağlı olduğu-
Davacı, “davalıdan mal almadığını” iddia ederek borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Bu durumda ispat külfeti davalıda olup, “davacıya mal satıp, teslim ettiğini” yazılı delille kanıtlaması gerekir. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek somut olaya uygun olmayan gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurması doğru olmadığı gibi, kötüniyet tazminatının şartlarının bulunup bulunmadığı karar yerinde tartışılmadan, borçlu aleyhine tazminata hükmolunmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-