Davacı, “dava konusu bononun davalıya ait işyerinde çalışmaya başlarken teminat olarak verildiğini” iddia etmiştir. Bu durumda uyuşmazlığın işçi-işveren ilişkisi nedeniyle verilen bonodan kaynaklandığı ve iş mahkemesinin görevli olduğu gözetilmeden, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm oluşturulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Açılmış olan menfi tesbit davası devam ederken borçlu tarafından takip konusu borca mahsuben ödeme yapılmış olması halinde mahkemece -İİK. 72/VI uyarınca ödenen miktar yönünden istirdada (paranın geri alınmasına) karar verilmesi gerekeceği-
Menfi tespit davasının reddi halinde davalı alacaklı lehine tazminata hükmedilebilmesi için, alacaklının tedbir nedeni ile alacağına geç kavuşmuş olması gerekeceği-
Mahkemece, davalı kooperatifçe kendi aleyhine kesin delil teşkil eden defter ve kayıtların aksinin kesin delillerle ispatlanması gerektiği, 3.716,00 TL'nin davacıya ödendiğine dair davalı tarafça belge ve makbuz ibraz edilmediği, davacının davalı kooperatif kayıtlarında adına ödendiği yazılı bulunan 3.716,00 TL'nin kendisine ödenmediğine dair yemin ettiği gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının İzmir 4. İcra Müdürlüğü'nün 2008/6866 sayılı icra takip dosyasında borçlu olmadığının tespiti ile dosyaya davacı tarafından ödenen toplam 4.156,65 TL'nin ödeme tarihlerinden; 2.866,00 TL fazla ödemenin ise 22.04.2009 tarihinden olmak üzere yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesinin yerinde olduğu-
HMK mad. 229/1'e göre, yemin için davet edilen kimse, tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmazsa yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
İİK'nun 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasında, borç, Aile Hukukundan ( nafaka yükümlülüğünden ) doğduğuna göre; açılan bu davanın 4787 Sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince, Aile Mahkemesinde bakılması gerekeceği-
HUMK'nun 17. maddesi (01.10.2011 tarihinden sonra açılan davalar bakımından geçerli olan 6100 sayılı HMK'nın 14. maddesi) uyarınca kooperatif ile üyesi arasındaki davanın kooperatifin muamele merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerektiği- TMK'nın 51. maddesine göre hükmi şahsın ikametgahının, anasözleşmede aksine hüküm bulunmadıkça muamelelerinin yürütüldüğü yer olduğu-
İİK'nun 169/a-6 maddesi uyarınca; "...takip muvakkaten durdurulmuş ise bu itirazın reddi halinde borçlunun, diğer tarafın isteği üzerine takip konusu alacağın yüzde kırkından (şimdi;yirmisinden) aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği"-
Çekin keşidecisi kendi imzasından sorumlu olup,"ciro imzasının lehdara ait olmadığını" ileri sürerek,takibin ve ödeme emrinin iptalini isteyemeyeceği-