Menfi tespit davasında, davaya konu edilen bonolar üzerinde davacının imzasının bulunmadığı mahkemenin kabulünde olduğuna göre, bu bonolara dayalı olarak davacı aleyhine icra takibine girişilmesinde davalının haksız ve kötüniyetli olduğunun kabulüyle, davacı yararına İİK 72/5. maddesi uyarınca kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, davacı dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmış olduğundan, mahkemece, davacı tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılması gerekeceği-
İcra Mahkemesince, çeklerdeki imzanın keşideci şirket yetkilisine ait olmadığının saptandığı gerekçesiyle icra takibinin durdurulmasına karar vermiş olması takip hukukunu ilgilendirmekte olup davacının maddi hukuk açısından menfi tespit davası açmasına engel teşkil etmeyeceği, öte yandan takip hukukuna ilişkin inceleme yapan icra mahkemesinde alınan bilirkişi raporu genel mahkemeyi bağlamayacağı için mahkemece, yeniden imza örnekleri toplanıp, imzanın davacıya ait olup olmadığı yönünde uzman bilirkişi raporu alınması gerekeceği-
Dava konusu çeke dayalı olarak yapılan icra takibinin takip tarihi 29.01.2007 olması ve 6352 Sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden önce yapılmış olan icra takipleri üzerine açılan ve açılacak olan menfi tespit davalarında kötüniyet tazminatı asgari % 40; 05.07.2012 tarihinden sonra yapılan icra takipleri üzerine açılacak menfi tespit davalarında kötüniyet tazminatı % 20 olarak uygulanacak olması nedeniyle davacı lehine % 40 kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Açılan menfi tespit davasında, davacı ile davalı sulh ve feragat anlaşması yaptığından, davalı hakkındaki dava konusuz kaldığından davacı yararına bu hüküm yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi uyarınca nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olacağı-
Somut olayda davalı, davacı hakkında yanlış takip yaptığını belirterek, davadan sonra davacı aleyhindeki takipten vazgeçtiğine göre, dava tarihi itibariyle davacının davalı aleyhine işbu davayı açmakta haklı olduğu-
Bonoda 'nakden' kaydı yazılı olmasına rağmen, davalı-alacaklı C. savcılığındaki beyanında 'dava konusu senedin, davacıya satılan bilgisayar karşılığında düzenlendiğini' belirtmiş olduğundan, bu suretle senedin ihdas nedenini ta'lil etmiş olduğundan ispat külfetinin davalı-alacaklıda olduğu-
Taşınmazın aynına ilişkin davaların taşınmazın tapu siciline kayıtlı bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerektiğinin, 6100 sayılı HMK'nun 12. maddesinde hüküm altına alındığı, taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davaların taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılması hakkındaki bu yetki kuralının, kamu düzenine ilişkin olup kesin olduğu, bu nedenle mahkemenin yetkili olup olmadığını kendiliğinden gözetmek zorunda olduğu-
Davacı-borçlu mal beyanı dilekçesinde, hakkındaki takip nedeniyle borcunu açıkça kabul ve ikrar etmiş olduğundan, mahkemece kabul beyanı çerçevesinde, sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davanın, çeklere dayalı menfi tespit istemine ilişkin olduğu, dava konusu çeklerde davacı H. Kazancı keşideci, Yenidoğan Belediyesi lehtar durumunda olup, çeklerin arkasında ilk cironun İstanbul ili Yenidoğan Belediye Başkanlığı kaşesi üzerine atılan imza ile gerçekleştiğinin görüldüğü, bu durumda mahkemece belirtilen bu yönler üzerinde durulup araştırma ve inceleme yapılmasının gerekeceği-