Haczin icrai haciz olduğu, ihtiyati haciz olmadığı, dava konusu senetlerin baskı altında verildiğinin kabul edilemeyeceği, öte yandan, davacı Vahdettin A.'ın dava dışı borçlu şirketin ortaklığından ayrılıp, hisselerini başkasına devretmiş olmasının, onu vermiş olduğu şahsi senetlerinden dolayı borçlu durumundan kurtaramayacağı-
Lehtarın imzasının sahte olduğu davalı tarafından kabul edilmiş olup bu nedenle davacı lehtarın çekten sorumlu tutulmaması isabetliyse de, keşideci, lehtar cirantanın imzasının sahte olduğu gerekçesiyle menfi tespit talebinde bulunamayacağı-
İcra takip dosyasında davacıların borcu mahkemece daha düşük olarak belirlenmesine rağmen daha yüksek meblağlı bononun tamamı için takip yapıldığından, menfi tespit davasının kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği- Kendi kayıtlarında yer alan alacak miktarını bilmek zorunda olan bankanın, bu kayıtlarda yazılı miktarı aşan kısım için yaptığı takip bakımından haksız ve kötüniyetli olduğu gözetilmeden davacılar vekilinin kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Somut olayda davalı, icra takibine konu faturadaki malları, davacıya teslim ettiğini ispatla yükümlü ise de, kanıt olarak dosyaya icra takibine konu faturadaki malların teslimine dair imza içeren sipariş formunun ve sipariş-montaj formlarının sunulduğu, bu durumda mahkemece söz konusu belgeler üzerinde durularak yapılacak inceleme sonucunda takibe konu faturadaki malların davacıya teslim edilip edilmediği hususu değerlendirilip uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesinin gerekeceği-
6762 s. TTK'nın 670. maddesi (TTK.730/20. maddesi göndermesiyle) uyarınca ilandan sonra ancak karardan önce çekin asli müdahil tarafından ibraz edilmesi karşısında, davacıya bu çekle ilgili olarak istirdat davası açması için süre verilmesi gerekeceği; ilan süresi içerisinde mahkemeye getirilmediğinden bahisle bu çek yönünden iptal kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Takip konusu çekteki imzanın davacıya ait olup olmadığı iddiasıyla İİK'nun 72. maddesi gereğince açılan menfi tespit davasında, davacı yanın imza inkarı üzerine bilirkişi raporu alınmışsa da alınan bu rapor yeterli incelemeyi içermediğinden bu rapora dayalı hüküm kurulamayacağı-
Takibe konulan bononun asıl borçlunun borcu kadar teminat vasfının devam ettiği ve davacının hem asıl hem de birleşen dava konusu takiplerde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip yapmış olduğu gözetilerek birleşen davanın açılmasında da hukuki yarar yokluğu üzerinde durulup bir karar verilmesi gerekir iken bu yönün gözardı edilmesinin ve birleşen dosya davalısının bu dava yönünden de %40 kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulmasının doğru olmadığı-
7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat muhatabın bilinen en son adresinde yapılacağı, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre tebliğ tarihinin usulsüz tebligata muttali olunduğu beyan edilen tarihe göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Derdestlik nedeni ile davanın reddine karar verilebilmesi için her iki davanın taraflarının, konusunun ve dava sebeplerinin aynı olması gerekeceği-
Davacının, davalıdan alacağı mallara karşılık çek verdiğini, malların teslim edilmediğini, bu nedenle çekin bedelsiz kaldığı iddiasını" yazılı delil ile kanıtlamak zorunda olduğu, davacının çekin bedelsizliğini kanıtladığı takdirde, TTK. 599. (6102 s. TTK. 687) uyarınca diğer davalıların kötüniyetli olup olmadığını her türlü delille ispatlayabileceği-