İcra İflas Kanunu’nun 89/3. açık hükmü gereğince icra dairesi tarafından gönderilen haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz etmeyen ve menfi tespit davası açan üçüncü şahıs takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecbur olduğu; bunun için davalı alacaklının, davacı üçünü kişi ile dava dışı borçlu arasındaki borç doğuran hukuki ilişkiyi ileri sürülmesi gerektiği; herhangi bir hukuki ilişki ileri sürülmeden ve anılan taraflar arasındaki borç ilişkisinin neye dayalı olduğu açıklanmadan davacıdan borçlu olmadığını ispat etmesinin beklenemeyeceği- Somut olayda takip alacaklısı olan davalı, soyut alacak iddiasında bulunmuş ve bu iddiasını herhangi bir belgeye veya ticari ilişkiye dayandırmamış olduğu; davacı üçüncü kişinin iddiasını ispat edebilmesi için davalı alacaklının, takip borçlusunun üçüncü kişiden neden alacaklı olduğunu açıklaması gerektiği-
Çek ibrazdan sonra davalı bankaya geçtiğinden, davalı bankanın TTK 793 uyarınca yetkili hamil olmadığı, ilk ibraz işleminden sonra davalı bankanın çekte hak sahibi olabilmesi için, adına alacağın temliki sonucunu doğuran çekin lehtarından sadır bir cironun bulunması gerektiği-
Çekin bedelsiz olduğu iddiasıyla açılan menfi tespit davalarında ispat yükünün davacı-borçlu üzerinde olduğu, davacının ileri sürdüğü iddiaları kesin delillerle ispat etmesi gerekeceği, dava ve takip konusu çekin davalı-alacaklının ticari defterlerine kaydedilmemiş olmasının onu hükümden düşürmeyeceği gibi, çekin mücerretlik niteliğine de etkili olmayacağı-
Kambiyo senedinden kaynaklanan borç nedeniyle menfi tesbit istemine ilişkin davada ispat yükü kendisinde olan ve kambiyo senedinin tehdit ile ve anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia eden taraf olan davacının bu iddiasını kanıtlayamadığı- İcra takibi HMK 209 uyarınca ihtiyati tedbir yolu ile durduruduğundan davalı lehine tazminata hükmedileceği-
Çıkar çatışması olasılığının bulunduğu bütün haller için temsilcinin kendisiyle veya kendi lehine işlem yapmasının caiz olmadığı ve hukuki işlemin geçersiz olduğu- Kişinin kendisinin keşideci olduğu bonoda, keşide tarihinde yetkilisi olduğu davacı şirketi avalist olarak göstermesi, bononun şirket defterlerinde kaydının bulunmaması, ayrıca düzenleyenin davalıya göndermiş olduğu ihtarnamede şahsen almış olduğu paraya karşılık vermiş olduğu kambiyo senedini ödemeyi vaat etmesi karşısında, dava dışı keşidecinin, dava konusu bonoyu, şirket yetkilisi olduğu dönemde keşide etmesi ve şirket adına attığı aval imzasının TTK 626. ve 629. maddeleri çerçevesinde müdürün şirkete özen ve bağlılık yükümlülüğü ile bağdaşmayacak şekilde yetkinin kötüye kullanılması ve şirketi bağlayıcı nitelikte olup olmadığı, temsilciye verilmiş bir iznin veya sonradan icazetin bulunup bulunmadığı hususlarının menfi tespit davasında değerlendirilmesi gerektiği-
Davacı teminat yatırmak suretiyle aldığı icra veznesine girecek paranın alacaklıya verilmemesi yönündeki tedbir kararını icra dosyasına intikal ettirdiğinden, icra müdürlüğünce de ... tarihli kararla ihtiyati tedbir kararı doğrultusunda işlem yapıldığından alacağına kavuşmakta geciken davalı lehine tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Menfi tespit istemi- Vekalet ücreti-
İİK 72. maddesine dayalı açılmış, keşideci imzasının sahte olduğu iddiasına dayalı menfi tespit istemi- Evrak asıllarının mahkemece kasaya alındığı dosya kapsamından anlaşılmakla birlikte söz konusu belge asılları bilirkişiler tarafından incelenmesi gerektiği-
Menfi tespit istemli davada, mahkemece verilen tedbir kararının uygulanması teminat yatırılması şartına bağlandığından ve mahkemece, tedbir kararının uygulanmamış olduğu gözetildiğinde davalılar yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Davacı, "davalı gerçek kişi lehine keşide ettiği çeklerin lehdar tarafından, davalı bankalardan alınan kredilerin teminatı olarak verildiğini", davalı bankaların ise "çeklerin kendilerine temlik cirosu ile ciro edildiğini" savunduğu uyuşmazlıkta, çekler üzerinde bu yönde bir kayıt bulunmamakla birlikte, davalı gerçek kişi ile bankalar arasında düzenlenen kredi sözleşmelerinin ve banka kayıtlarının incelenerek davacının iddiasının değerlendirilmesi gerektiği-