Kural olarak kiralanan aracın davalı kiracı kullanımındayken oluşan zarardan davalının sorumlu olacağı,davalının bu zarardan sorumlu olmadığını ileri sürmesi halinde bu savunmasını ispatlamakla yükümlü olacağı-
Davacının dava konusu ettiği ev ya da çeyiz eşyalarının varlığını, miktarını, varsa markalarını, niteliklerini ve bunların davalı tarafta kaldığını kanıtlamakla yükümlü olduğu, dava konusu olayda ise davacının bu konuda sunduğu "eşya listesi" başlıklı belge dışında bir delil sunamadığı gibi, eşyaların bulunduğunu iddia ettiği yerde keşif yapılmasını da istemediği, bu eşyaların varlığını da kanıtlayamadığı, bu itibarla mahkemenin varlığı belirsiz ve üzerinde inceleme de yapılamayan eşyaların değeri konusunda bilirkişi raporu alarak ev eşyaları yönünden de davanın kabulüne karar vermesinin yerinde olmadığı-
Noter satış sözleşmesinde satış bedelinin gerçek değerinden düşük gösterilmesinin taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz olmasına sebep olmayacağı- Noterde düzenlenen araç satış sözleşmesindeki bedelde muvazaa yapıldığı iddiasının haricen düzenlenen protokol ile kanıtlanabileceği- Davalı tarafından inkar edilmeyen harici protokole göre davacının aracın satış bedelini ispatlanmış olduğu- Davacı bedelde muvazaayı ve gerçek satış bedelini ispat ettiğine göre, adi yazılı sözleşmedeki bedelin tamamının ödendiğini davalının ispatlaması gerektiği- Noter satış sözleşmesinde yazılı bedelin de davacı tarafından alındığının kabul edilemeyeceği- Satış sözleşmesindeki bedel olan 16.387,00 TL’nin davacı tarafından alındığının kabul edilmesi halinde, elden verilen bedel ve banka aracılığı ile ödenen taksitler ile ve noter satış sözleşmesi üzerinde yazılı bedel dikkate alındığında toplam bedelin adi yazılı satış sözleşmesindeki bedeli dahi geçeceği- Noter satış sözleşmesinde gösterilen bedelin davacı tarafından alındığının kabul edilmemesi, satış bedelinin 16.387,00 TL olarak gösterilmesinin sadece tarafların iradesi dışında, sistemin belirlediği bir bedel olduğunun kabul edilmesi gerektiği-
TMK'nun 6. maddesi gereğince Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her birinin, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu-
Ziynet eşyasının hayat deneylerine göre olağan olanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesi olduğu, bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesinin olağana ters düşeceği-
Davalı tanıklarının ise sınırın kadastroda belirlenen sınır ile yaklaşık aynı olduğunu bildirdikleri, TMK’nun 6. maddesi uyarınca 'Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu, yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının iddiasını kanıtlayamadığı-