Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında, ispat yükünün davacı tarafa ait olduğu-
Dava konusu ziynet eşyalarının davacı kadın eş ve ailesi tarafından kendi rızaları ile ve iade edilmemek üzere davacı erkek eşe iade edilmiş olması karşısında ziynet eşyalarına dair talebin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacı dava sebebinin değiştirerek, alınamamış hizmete dair istirdat davası olarak talebini ıslah ettiğini belirtmiş olduğundan, kural olarak herkesin, iddiasını ispat etmekle yükümlü olduğu-
Davaya konu kooperatif hissesi ile Turkcell şirketindeki hisse senedi devrinin, mülga 818 s. BK. 184 kapsamında taşınır mal satışı olduğu; davacının, kooperatif hissesi ile Turkcell şirketindeki hisse senedinin davalıya devri karşılığında satış bedelini peşin olarak aldığının kabulü gerektiği (BK. 182/2 ), bu kanuni karinenin aksini iddia edenin, yani satışın peşin olarak değil de, veresiye olduğu yönündeki iddianın davacı tarafından isbatının gerektiği, isbat yükünün, satış bedelini peşin ödediğini savunan davalı tarafta değil, davacı tarafta olduğu, davacı, kanuni karinenin aksine sözleşme veya bir âdet bulunduğunu iddia ve ispat etmediğinden, mahkemece, hatalı değerlendirme ile ispat yükü ters çevrilerek, davanın kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davacıya boşanması sebebi ile hak sahibi sıfatıyla yetim aylığı bağlanmış, kontrol memuru raporunda yer alan, "boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşayarak Kurumdan haksız menfaat temin ettiği" yönündeki tespit üzerine davacının yetim aylığı kesilerek, Kurumca yersiz ödenen aylıklar borç kaydedilmiş olup, 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 56.maddesinin 2. fıkrasına dayalı açılan bu tür davalarda, eylemi olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması gerekeceği-
Taraflar arasındaki “kurum işleminin iptali” davasında, "boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama" olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması gerektiği-
TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4722 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmedikleri takdirde TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu- Dava dilekçesinde "her türlü yasal kanıt" demekle aynı zamanda yemin deliline de dayandığının kabulü gerektiği- Edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli iken banka kredisi kullanılmak suretiyle satın alınan ve bu kredi için yapılan ödemelere ilişkin davacının katılma alacağı bulunduğunun kabulü gerektiği-
İyiniyetin varlığı asıl olduğuna göre, lehine ipotek tesis edilen bankanın kötüniyetli olduğunu kanıtlama yükümlülüğü bunu iddia edene düşeceği-
Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu-
İspat yükü kendisinde bulunan davacı-karşı davalı ( kadın ) bir ince bilekliğin eşi tarafından elinden alındığını ya da eşinde kaldığını ispat edemediğinden, bir ince bileklik yönünden talebin reddine karar verilmesi gerekeceği-