İnşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil talebine ilişkin somut uyuşmazlıkta; eser sözleşmesine dayalı bir davada; davalının akdi ilişkiyi inkâr etmesi hâlinde, ispat yükü davacının üzerinde olup, sözleşmenin kurulduğunu davacının kural olarak yazılı delille veya ikrar, yemin, ticari defterler gibi diğer kesin delillerle ispatlaması gerektiği- Davacının iddiasının, sözleşmeden davalı yanın fayda sağladığı, bu nedenle davalının da iş bedelinden sorumlu olması gerektiği yönünde olduğu; bu nedenle yazılı belge ile akdi ilişkinin varlığını kanıtlayamayan ve tanık beyanı için yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge sunamayan davacının, dava dilekçesinde açıkça "yemin" deliline dayanmış ise de, davalı yanın davanın dayanağı olan sözleşmeden sebepsiz zenginleştiği yönündeki iddiası yönünden yemin deliline dayanamayacağı-
Dosya arasında bulunan nüfus kayıt örneği ve veraset ilamından, dava konusu taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adına tespit ve tescil edilen 3. kişinin karar tarihinden önce öldüğü ve mirasçısı olarak kalan kişilerin de kök murisin mirasçıları oldukları anlaşıldığından; yargılama aşamasında davacı tarafın aktif dava ehliyetinin bulunduğunun kabulü ve dava şartının gerçekleştiği gözetilerek işin esasının incelenmesi gerekeceği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olup hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminata takdir edilmesi gerektiği-
Kadına; "sürekli telefon ile ilgilendiği, ailesi ve misafirleri ile ilgilenmediği" vakıaları kusur olarak yüklenilmiş ise de, bu vakıaların ispatlanmadığı ve kadına kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşıldığından tarafların gerçekleşen diğer kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda erkeğin, kadına nazaran ağır kusurlu olduğu- Evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiği anlaşıldığından tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteği- Dava, tapu iptali ve tescil davası olduğu ve Hazine aleyhine açılan bu dava kabul edildiğine göre, davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, ayrıca davacı lehine yargılama gideri ve bu kapsamda vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken dava tescil davası gibi değerlendirilip harcın davacıya yükletilerek, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması ve lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş olması isabetsiz olmuştur. Diğer taraftan, harç hususu kamu düzenini ilgilendirdiğinden temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re'sen gözetilmesi gerekmektedir. Dava konusu taşınmazın dava tarihindeki zemin değeri üzerinden karar harcına hükmedilmesi gerekirken, davacının diktiği ağaçların değerinin hesaplamaya dahil edilmesi de hatalıdır.
Alacak davası- Malların davacıya teslim edilip edilmediği- Dava konusu ürünlerin teslimi hukuki bir işlem olup, ancak TMK 6. ve HMK. 190 ve 200 maddeleri gereği yazılı delillerle ispat edilebileceği- Borcu söndüren savunmanın davanın her aşamasında ileri sürülebileceği-
Doğru sonuca varılabilmesi için, mahkemece, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişisinin katılımıyla çekişmeli taşınmazlar başında, taşınmazlar tek tek gezilmek suretiyle yeniden keşif yapılması ve yapılacak bu keşifte, mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarından sorulmak suretiyle taşınmazların kök muristen kalan yerler mi yoksa 3. kişilerden satın alınan yerler mi olduğunun belirlenmesi, terekeye dahil taşınmazların tüm mirasçıların katılımı ile paylaşılıp paylaşılmadığının, paylaşılmış ise bunun ne zaman yapıldığının ve çekişmeli taşınmazların bu paylaşıma konu olup olmadıklarının, çekişmeli taşınmazlarda davacı tarafın payının bulunup bulunmadığının, taşınmazların kim tarafından ne zamandan beri ve ne şekilde kullandıklarının maddi olaylara dayalı olarak mahalli bilirkişiler ve tanıklara açıklattırılması, tanık beyanları ile yerel bilirkişilerin beyanları çeliştiği takdirde yüzleştirme yapılarak çelişki giderilmeye çalışılması ve sonrasında toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- Kök murise ait olduğu anlaşılan ...... ada ........ parsel sayılı taşınmaz hakkında davacıların hukuki yararları olmadığı gözden kaçırılarak bu taşınmaz hakkında da davanın kabulüne karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu-
Mahkemece çekişmeli taşınmazın tevhit ve ifrazına ilişkin tüm bilgi belgeler celp edilerek dosya arasına alınması, bundan sonra davacı tarafın iddiasına konu olup temyize konu edilen taşınmaz bölümlerinin tevhit ve ifraz sonucu oluşan hangi taşınmazlarda kaldığının kesin olarak belirlenmesi, bu taşınmazlarda Hazine dışında 3. kişinin malik olduğu anlaşılması durumunda bu kişilerin de davada taraf olması gerektiği göz önünde bulundurularak davaya dahil edilmeleri için davacı tarafa süre ve imkan tanınması, 3. kişilerin davaya dahil edilmesi halinde dahili dava dilekçesi ve duruşma günü kendilerine tebliğ edilmesi, göstermeleri halinde delillerin toplanması, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek bundan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği- Tapu iptal tescil kararı verilen taşınmazlar bakımından karar ve ilam harcının davacıdan alınmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahallinde yapılan keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişiler ile davacı ve davalı tanıklarının beyanlarına göre, davacıların 'temyize konu taşınmazın kök muristen taksimen ½ hissesinin babalarına kaldığı' şeklindeki iddialarını ispat edemediği anlaşıldığından, dava konusu taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken toplanan delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kabule karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Kadastro tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada kadastro tespitinin paylaşıma uygun yapılıp yapılmadığı-