Terk sebebine dayalı boşanma davasında, davacı tarafından usulüne uygun yapılan ihtara rağmen ortak konuta dönmeyen ve haklılığına ilişkin bir delil sunmayan davalının bu davranışları sebebiyle davanın kabulünün gerekeceği-
Davalı-karşı davacının, fiili ayrılık süresi içinde barışma önerisinde bulunmasının yalnızca bir girişim olup karşı tarafı af olarak kabulünün mümkün olmayacağı-
Davalı tarafından açılan terk sebebine dayanan davada; davacının ihtar isteğine rağmen haklı bir sebep olmadığı halde ortak konuta dönmediği ispat edildiği takdirde, ihtar süresi içinde ikame edilen davanın sonucunun değişeceği, dolayısıyla bu davada hüküm verilebilmesinin, Adana'da ikame edilen terk sebebine dayalı boşanma davasına bağlı olduğu, öyleyse Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 165. maddesi gereğince Adana’da görülmekte olan “terk” sebebine dayalı boşanma davasının, eldeki davada bekletici sorun yapılmasının, o dava sonuçlanıncaya kadar yargılamanın bekletilmesinin ve sözü edilen davanın neticesine göre hüküm kurulmasının gerekeceği-
Mahkemece davacı-karşı davalı kadının ortak konutu terk etmesi olayı, kendisine kusur olarak yüklenip, kocanın karşı davasının kabulü için gerekçe yapılmış ise de; salt konutun terki olayının, terk hukuki sebebine dayalı olarak açılmış bir dava bulunmadıkça, Türk Medeni Kanunu'nun 166/1-2. maddesine dayalı olarak açılan davada tek başına boşanma nedeni olarak kabul edilemeyeceği, bu durumda; evlilik birliği temelinden sarsılmakla birlikte, bu sonucun gerçekleşmesindeki kusurun, tamamen davalı-karşı davacı kocadan kaynaklandığının kabulünün gerekeceği-
Davacı kadın tarafından boşanma davası (TMK md. 166/1) açılmasından sonra davalı koca tarafından da Eskişehir 1. Aile Mahkemesi’nde terk hukuki nedenine dayalı olarak (TMK md. 164) boşanma davasının açıldığı, her iki davanın yargılaması sonucunda boşanma, kusur belirlemesi, velayet ve nafakalar yönünden verilecek kararların birbirini etkileyecek nitelikte olduğu, davalar arasında hukuki ve fiili irtibatın olduğu, hal böyle olunca aynı mahkemede açılan boşanma davalarının birleştirilip toplanan deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Fiili ayrılığın başlı başına boşanma nedeni olamayacağı-
Fiili ayrılığın tek başına boşanma nedeni olmadığı-
Dosya içerisinde bulunan davalıya havale gönderilmesine ilişkin havale makbuzunda “konutta teslim” anlamına gelen “KT” ibaresinin bulunduğu anlaşıldığından, yol giderinin gönderilmediğinden söz edilemeyeceği-
Mahkemece boşanma sebebi olarak kabul edilen ve davalı kadına kusur olarak yüklenilen birlikte yaşamaktan ve barışmadan kaçınma olgusu ihtar tarihi öncesine dayandığından; boşanma sebebi olarak kabul edilemeyeceği-
İhtarın Türk Medeni Kanununun 164. maddesi ile 27.3.1957 günlü 10/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına uygun bulunmamasına göre geçersiz ihtara dayanılarak açılan davanın reddi gerekeceği- Tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-