-
Adalet Komisyonu Raporu
“Tasarının 164 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki ”Şu kadar ki" ibaresi “Ancak” şeklinde değiştirilmiştir.“
-
“1998 Tasarısı”ndaki Gerekçe
«Madde 164- Yürürlükteki Kanunun 132 inci maddesini karşılamaktadır.
Maddede iki önemli değişiklik yapılmıştır. Yürürlükteki maddede üç ay olarak öngörülmüş olan terk süresi altı aya çıkarılmıştır. Sürenin uzatılması, ortak evi terk etmiş olan eşe düşünme süresi olarak daha fazla zaman sağlayacaktır. Pek de önemli olmayan sebeplerle ortak evi terk eden eşler, zaman geçtikçe yaptıkları davranışın doğru olmadığını, böyle bir sebeple evliliği sona erdirmenin giderilmesi (telafisi) mümkün olmayacak bir hata olacağını anlayacaklardır. Kaynak Kanunda bu süre iki yıl olarak öngörülmüştür.
İkinci değişiklik terk ihtarının zorunlu olmaktan çıkarılıp davacının iste-mine bırakılmış ve süresinin de bir aydan iki aya çıkarılmış olmasıdır. Eğer davacı taraf terk eden eşin eve dönmesinin yararlı olacağına inanıyorsa, mahkeme kanalıyla dördüncü ayın sonunda iki ay içerisinde eve dönmesi için ihtarda bulunabilecektir.»
-
“1999 Tasarısı”ndaki Gerekçe
“........ Eğer davada hakkı olan eş, terk eden eşin eve dönmesinin yararlı olacağına inanıyorsa, mahkeme kanalıyla dördüncü ayın sonunda, iki ay içeri-sinde ortak konuta dönmesi için ihtarda bulunabilecektir. Maddede ayrıca bu ihtarın gerektiğinde ilan yoluyla da yapılmasına imkan tanınmıştır.”
-
“1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe:
‘Madde 128- Madde, yürürlükteki Kanunun 132. mad-desini karşılamaktadır. Yürürlükteki metin esas alınmakla be-raber, terk süresi altı aya çıkarılmıştır.
Diğer taraftan mahkeme içtihatlarına uygun olarak, haki-min ihtarda bulunurken esası incelemesinin söz konusu olmayacağı açıklığa kavuşturulmuştur.
Yapılacak ihtarda tanınacak süre de bir aydan iki aya çıkarılmıştır.’:
“IV. Terk
Madde 128- Eşlerden biri evlenmenin kendisine yüklediği ödevleri yerine getirmemek maksadı ile diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak hayata dönmediği takdirde, ayrı-lık en az altı ay sürmüş ve sürmekte bulunmuş ve istem üzerine hakim tarafından yapılan ihtar etkisiz kalmış ise, terk edilen eş boşanma davası açabilir.
Hakim, esası incelemeden yapacağı ihtarda, eşe iki ay içinde ortak hayata dönmesini bildirir.”
-
“1971 Tasarısı”ndaki Gerekçe:
‘1) Terim ve ifade : Terimler Anayasa’ya ve öteki madde-lere uydurulmuş, ifade sadeleştirilmiştir.
2) Biçim değişikliği : Şimdi yürürlükte bulunan metin dört cümledir. Bunlardan son üçü tamamen kaldırıldığı için, madde tek cümlelik bir fıkra haline gelmiştir.
3) Hüküm değişikliği : Yukarıda belirtildiği gibi maddenin (ihtar) ile ilgili son üç cümlesi tamamen kaldırılmış, buna kar-şılık birinci cümledeki üç aylık süre altı aya çıkarılmış ve madde tek fıkra haline getirilmiştir. Bu maddede yapılmış olan bu önemli değişikliğin sebebi, maddenin uygulamada çok önemli güçlükler, hatta karışıklıklar çıkarması olmuştur. Zira 132 inci maddedeki (ihtar ) yargıcın kendiliğinden ve doğrudan doğruya yerine getirdiği bir (idari işlem) olduğu halde bizde bu, (ayrı bir dava konusu) yani (bir yargısal işlem) olarak kabul edilmiş ve Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarıyla uygulama bu yolda yürümüştür. Bununla beraber Yargıtay’ın bu görüşünü eleştirmeye de imkan yoktur, çünkü (ihtar) bu maddede bugün yürürlükte olan şekliyle kaldıkça, bunun(evlilik birliğini terk eden) tarafa tebliği ve kendisine verilen mühlet içinde evine dönüp dönmediğinin ayrıca tanıklarla saptanması ve nihayet neticenin bir karara bağlanması, memleketimizde öteden beri süregelen yargısal teamül gereğidir. Bunun için de tabiatiyle mahkemede taraf teşkili zorunludur. Ne var ki işlemin böyle cereyan etmesi boşanma davalarını uzatmakta ve 132 nci maddenin koymuş olduğu (terk) sebebi, gereği gibi işlemediğinden, bir boşanma güçlüğü kendini göstermektedir. Bu sebeple 132 nci maddedeki (ihtar davası)’nın tamamıyla kaldırılması ve ihtar yapılmadan sadece terk sebebiyle açılan boşanma davalarının kabulü memleketimizin bünyesine daha uygun olacaktır. Ancak bugünkü metinde konulmuş olan (üç ay)’lık süre-ihtar formalitesi kaldırıldıktan sonra çok az ve yetersiz bir durum göstermektedir. Nitekim İsviçre’de, ihtar formalitesi de olduğu halde, İsviçre Medeni Kanununun -bizim 132 inci maddeyi karşılayan- 140. maddesinde bu süre iki yıldır. İhtar kalktıktan sonra üç ay gibi çok kısa bir süre için evin terkedilmesi halinde derhal boşanmayı kabul etmek bir çok haksızlıklara ve hatta-erkeklerin çalışmak için kendi köy veya şehirlerinden ayrılarak büyük şehirlere hatta uzun zaman için yabancı memleketlere gitmekte olduğu memleketimizde - birçok suiistimallere meydan verilebilir. Bu-gün çalışmak için evinden ayrılıp gitmek yalnız erkeklere özgür bir iş olmaktan çıkmış, kadınlar da, iktisadi zorunluklar yüzünden bu işe katılmışlardır. İşte bütün bu sebepler ve sakıncalar gözönüne alınarak bir taraftan maddedeki ihtar formalitesi kaldırılırken öte yandan terk süresi yükseltilerek üç aydan altı aya çıkarılmıştır. 132 nci maddenin şimdiki metninin uygulaması, ihtar davası, bu davanın sonucunda verilen mah-keme kararının temyiz edilmesi gibi sebeplerle bazen yıllarca sürmektedir. Bu sebeple bu maddedeki üç aylık sürenin altı aya çıkarılmış olması boşanmada güçlük yaratmak olmayıp, suistimallere engel olmak amacını gütmekte, buna karşılık maddenin diğer kısımlarındaki ihtar davasının kaldırılması birçok güçlükleri bir yana iterek, terk sebebiyle boşanmayı kolaylaştırmaktadır. Çünkü şimdiki metne göre eşlerden biri 132 inci maddeye göre boşanmayı elde edebilmek için, (terk) üzerinden iki ay geçtikten sonra ihtar davası açacak, verilen karar temyiz edilecek, kesinleşecek ve ondan sonra boşanma davası açılacak ve bu da tanıklarla isbat edildikten sonra boşanma karara bağlanacak ve bütün bunların yapılması, 132 nci maddenin bugünkü met-nindeki üç aylık kısa müddete rağmen, bazen yıllarca sürmekte ve terk sebebiyle boşanma çok geç ve güç elde edilebilmektedir. İşte maddede yapılan kural değişikliği ile güçlükler ortadan kaldırılmıştır.’:
“IV. Terk.
Madde 132- Eşlerden biri evlilik ödevlerini yerine getirmemek amacıyla ötekini terk eder veya önemli bir sebep yokken evine dönmezse bu terk üzerinden en az altı ay geçtikten sonra öteki eş, terk durumu devam ettiği sürece, boşanma davası aça- bilir."