Maden işletme ruhsatının devredilebileceği, ipotek edilebileceği, icra dairesince satışının yapılabileceği gözetildiğinde, işletme ruhsatı üzerine de haciz konulabileceği, ancak işletme hakkı ile bütünlük teşkil eden tesis, vasıta, alet ve malzemenin münferiden haczedilemeyeceği düzenlenmiş olduğundan ve haczedilen menkullerin işçilerin ve madenlerin nakli için kullanıldığı iddia edilmekte olduğundan, mahkemece Maden Kanunu'nun 40. maddesi nazara alınarak Maden İşletme Ruhsatı getirtilip haczedilen menkullerin işletme hakkı ile bir bütünlük arz edip etmediği ve münferiden haczedilmesinin mümkün olup olmadığı araştırılması gerekeceği-
Borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için 103 davetiyesi tebliğinin zorunlu bulunmadığı-
Borçlunun haline münasip evin değeri açıkça belirlenmeden eksik inceleme ve yetersiz rapora dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Takip tarihi 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihinden önce olduğundan 6552 sayılı Yasa ile 5393 sayılı Yasa'nın 15/son maddesine eklenen ek fıkra hükümlerinin uygulanamayacağı-
Mahkemece, kural olarak borçluların taşınmazdaki hisselerinin değerleri tespit edilerek borçluların haline münasip ev alabilecekleri miktarlar, mahcuzun değerinden (bu değerden hissesine düşecek miktardan) fazla ise şikayetin kabulü; az ise şikayetin kısmen kabulü ile mahcuzun (borçlunun hissesinin) satılarak, borçluların hallerine münasip ev almaları için gerekli bedelin kendilerine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçluların hallerine münasip ev alabilecekleri miktarlardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Köy orta malı kavramının, köy tüzel kişiliğinin fark gözetilmeksizin bütün taşınmaz mallarını içine aldığı ve bu kapsamda yapılan şikayetin, kamu düzeni ile ilgili olduğundan süresiz olarak yapılabileceği-
103 davet kağıdının borçlunun vekiline tebliğ edildiği tarihe göre yapılan meskeniyet şikayetinin süresinde olduğu- Borçlunun 3. kişi şirket lehine taşınmaz üzerinde ipotek tesis ettirdiği ve ipotek borcunun halen devam ettiği anlaşıldığından, meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmesinin doğru olduğu-
Kural olarak ev eşyasının haczedilemeyeceği, ancak aynı amaca hizmet eden birden fazla eşya var ise birisinin haczedilebileceği- Mütevazi bir hayat standardının sürdürülebilmesi ve içinde bulunulan sosyal statünün asgari koşullarının muhafazasını temine yarayan, borçlunun yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya lüzumlu eşya olarak kabul edilmesi gerektiği ve lüzumlu eşyanın değeri pek fahiş olmadığı sürece haczedilmezlik şikayetinin dinlenmesi gerektiği- Borçluya ait 62 ekran LCD televizyonun bir adet olduğu ve niteliği itibarı ile lüks sayılmayıp değeri de pek fahiş olamayacağına göre haczedilemeyeceğinin kabulü gerektiği-
İcra müdürünün, haciz talebini yerine getirme konusunda herhangi bir takdir yetkisi bulunmadığı ancak kural bu olmakla birlikte, İİK'nun 82. maddesine 02/07/2012 tarih ve 6352 Sayılı Kanun’un 16. maddesi ile eklenen son fıkrada yer alan “İcra memuru, haczi talep edilen mal veya hakların haczinin caiz olup olmadığını değerlendirir ve talebin kabulüne veya reddine karar verir” düzenlemesi karşısında, icra memurunun, haczi talep edilen malın bu madde uyarınca haczinin kabil olup olmadığını değerlendirerek, bu doğrultuda haciz talebini yerine getirip getirmeme konusunda takdir yetkisi olduğu- Tanınan takdir yetkisi, İİK'nun 82. maddesi kapsamında malın haczinin kabil olup olmadığı ile sınırlı olup icra müdürünün bunun dışında, haczedilen şeyin İİK'nun 83/c. maddesi kapsamında olup olmadığını takdir etme yetkisinin bulunmadığından, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği-