Haciz nedeniyle hesaptan gelen paranın ödenmesinin haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenmesine engel olmadığı-
İİK.nun 82. maddesi uyarınca “asıl uğraşısı çiftçilik olan borçlu”nun haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceği; bunun için borçlunun bizzat kendisinin ziraaat yapmak zorunda olmayıp tarım arazisinin ortakçıya (yarıcıya) vermek suretiyle işletmesi halinde de bu madde uyarınca haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceği – Sahip olduğu fındık bahçesinden borçlunun hissesine düşen miktar yönünden borçlunun halen oturduğu köyde yıllık geçinebileceği miktarın saptanması, haciz konulan borçlu adına müstakilen ve hisseli olarak kayıtlı arazilerin tümünün yılda ne kadar gelir getirebileceğinin belirlenmesi gerekeceği-
İİK.nun 82. maddesinin 12. Bendinde yer alan haczedilmezlik şikayetinin, İİK.nun 16/I maddesi uyarınca 7 günlük hak düşürücü süreye bağlı olduğu ve mahkemece bu hususun re’sen göz önünde bulundurulacağı-
İİK. mad 82/11 de yer alan “vücud veya sıhhat üzerine verilen zararlar için tazminat olarak zarar görenin kendisine veya ailesine ödenen paralar”ın haczedilemeyeceğine ilişkin şikayetin 7 günlük hak düşürücü süreye bağlı olduğu- Borçlunun bu haczi, icra dosyasında borca itiraz ettiği tarihte öğrenmiş sayılacağı-
Tebliğ memurunun 103 davetiyesinin tebliğ işleminde “muhatabın adreste bulunmama sebebini borçlunun adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, tevziat (dağıtım) saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceğini, dönecekse ne zaman döneceğini” belgelendirmesi gerekeceği; bunu yapmadan “dışarıda” şeklindeki tebliğ işleminin Tebligat Kanunu’nun 21/I ve Tebligat Yönetmeliği’nin 35. maddesine aykırı olacağı-
Şikayete konu edilen taşınmazın tapu sicilinde borçlu adına kayıtlı olmasının gerektiği, borçlunun "kendisine ait olmayan 3. kişi adına kayıtlı taşınmazın haline uygun mesken olduğu" gerekçesiyle İİK. 82/12 maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunması mümkün olmadığı gibi şikayette de hukuki yararının bulunmadığı-
Borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunabilmesi için orada bizzat oturması gerekmediği; başka evi veya evleri olmasında haciz edilen taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunmaya engel olmadığı- Borçlunun yurt dışında oturuyor olmasının, meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkını ortadan kaldırmadığı-
Hayat sigortasında iştirâ hakkı olduğunun anlaşılması karşısında, haczinin mümkün bulunduğu-
Borçlunun yalnız yaşıyor oluşu, bakmakla yükümlü kimsenin bulunmayışı, daha mütevazi semtlerde m2' si daha küçük meskenlerin de haline münasip olacağı nazara alınarak bilirkişiden bu kıstaslara uygun rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
24.01.2012 karar tarihli takip konusu ilamda; İdarenin eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi bulunmadığından, kamulaştırmasız elatma eyleminin 1983 yılından sonra olduğu ve uygulanması gerekli 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası Anayasa'ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olmakla uygulanırlığının kalmadığı, böylece 1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız el atma davalarında, borçlunun gayrimenkul, menkul, hak ve alacaklarına haciz uygulanmasının hukuka uygun olduğu-