İtirazın; İİK'nun 169/a-1 maddesi hükmüne aykırı olarak duruşma açılmaksızın evrak üzerinden incelenip sonuçlandırılmış olmasının sonuca etkili olmayan usul hatası olduğu, bu hususun bozma nedeni yapılmadığı-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine dayanak yapılan senette "tahrifat olduğu" iddiası, İİK'nun 169. maddesi uyarınca "borca itiraz" niteliğinde olduğundan, mahkemece İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca "takibin durdurulması"na karar verilmesi gerekirken, "takibin iptali "yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Tahrifat iddiasının incelenmesinin HMK.nun 266. maddesi gereğince çözümü özel ve teknik bir bilgiyi gerektirdiğinden hakim tarafından bilirkişi incelemesi yatırılmaksızın tahrifatın olduğu ya da olmadığı sonucuna varılamayacağı-
Keşideci şirket kaşesi üzerinde imza dışında bononun ön yüzüne konulan her imzanın “aval şerhi” sayılacağı, aval için sadece imzanın yeterli olup ayrıca ad ve soyadın da yazılmasının gerekmediği; aval veren kimsenin kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi sorumlu olacağı- Şirket temsilcisinin şahsen sorumlu olabilmesi için şirket kaşesi dışında ayrı bir imzasının bulunmasının yeterli olduğu, her iki imzanın da kaşe üzerinde bulunması halinde, yetkili temsilcinin şahsi sorumluluğundan bahsedilemeyeceği-
12. HD. 12.04.2016 T. E: 6681, K: 10765-
Ticari senetteki geçersiz imzanın sadece imza sahibi yönünden hükümsüzlük sonucu doğuracağı, senetteki her imza diğerinden bağımsız olarak sadece imza sahibini bağladığından “imzaların bağımsızlığı ilkesi”nin poliçeye atılı her geçerli imzanın “keşidecinin, cirantanın, avalistin, kabul eden muhatabın imzaları gibi” sahibini bağladığını, geçersiz imzaların sahiplerinin sorumlu tutulmamasına rağmen, poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade ettiği, geçerli imzaların sahiplerinin “başkasının imzasının geçersiz olduğunu” ileri sürerek, kambiyo senedinin sorumluluğundan kurtulamayacakları, geçersiz bir imza sahibini bağlamaz ise de ciro sebebini koparmayacağı-
Alacaklı şirketin cevabında; K. U.'nın tahsilat yetkisi olmayan şirket çalışanı olduğunun bildirildiği, bu durumda, borçlu tarafından sunulan belgelerdeki ödemelerin alacaklı şirketin yetkili temsilcisine yapılmayıp, şirketteki bir çalışana yapıldığı, bu haliyle ödeme belgesinin İİK'nun 169a/1. maddesinde belirtilen belgelerden olmadığı gibi, ödemenin yapıldığının alacaklı tarafça da kabul edilmediği anlaşıldığından borca itirazın reddine karar verilmesi gerektiği-
“Senedi yetkilisi olduğu şirket adına imzaladığını, kendisinin şahsi sorumluluğu bulunmadığı”nı ileri sürerek başvuruda bulunan kimsenin bu “borca itiraz”ının kabulü halinde, İİK. mad. 169/a-5 uyarınca, takibin“iptali” yerine;“durdurulması”na karar verilmesi gerektiği-
Borçlu, şikayetlerinin yanı sıra icra dairesinin yetkisine ve borca da itiraz etmiş olup, İİK.'nun 169/a/1. maddesi gereğince itirazın duruşmalı olarak incelenmesinin zorunlu olduğu-
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu borca itiraz niteliğinde olup, anılan itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a-5 maddesi uyarınca; itirazın kabulü kararı ile takibin duracağı-
