Tahrifat iddiasının incelenmesinin HMK.nun 266. maddesi gereğince çözümü özel ve teknik bir bilgiyi gerektirdiğinden hakim tarafından bilirkişi incelemesi yatırılmaksızın tahrifatın olduğu ya da olmadığı sonucuna varılamayacağı-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine dayanak yapılan senette "tahrifat olduğu" iddiası, İİK'nun 169. maddesi uyarınca "borca itiraz" niteliğinde olduğundan, mahkemece İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca "takibin durdurulması"na karar verilmesi gerekirken, "takibin iptali "yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Takip konusu bononun keşideci bölümünde; limited şirkete ait iki adet kaşeyle diğer borçlu gerçek kişinin ad ve soyadının yer aldığı, senedin çift imza ile düzenlendiği, her iki imzanın da şirket kaşesi üzerinde bulunduğu ve kaşe dışında açığa imza atılmadığı görüldüğünden, bu durumda alacaklının, “borçtan şahsen sorumlu olmadığı açıkça anlaşılan itiraz eden borçlunun sorumlu olmadığı” gerekçesiyle, “borçlunun borca itirazının kabulüne karar verilmesi ayrıca alacaklının takip konusu asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminatla sorumlu tutulması gerekeceği-
İtirazın; İİK'nun 169/a-1 maddesi hükmüne aykırı olarak duruşma açılmaksızın evrak üzerinden incelenip sonuçlandırılmış olmasının sonuca etkili olmayan usul hatası olduğu, bu hususun bozma nedeni yapılmadığı-
“Takip dayanağı belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu”nun yazılı belge ile kanıtlanması gerektiği, İİK.nun 169/a maddesi uyarınca borçlunun ibraz ettiği belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılmasının zorunlu olduğu, açıkça atıf yapıldığının kabulü için senedin vade ve tanzim tarihleri ile miktarının belgede açıkça belirtilmiş olması gerektiği-
“Ödeme belgesi”nin, takip konusu senetten doğan borca ilişkin olarak verildiğinin kabul edilebilmesi için belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılmasının zorunlu olduğu – “Ödeme belgesinin zorla alındığı”na ilişkin olarak itiraz tarihi itibariyle kesinleşmiş bir mahkeme kararının bulunmaması halinde, bu iddianın dar yetkili icra mahkemesinde incelenmesinin mümkün olmayacağı-
Takibe konu bonodaki imzanın şirket yetkilisi olmayan bir kişiye ait olduğuna yönelik itirazın "borca itiraz" niteliğinde olduğu ve kabulü halinde takibin iptaline değil durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Borçlu, şikayetlerinin yanı sıra icra dairesinin yetkisine ve borca da itiraz etmiş olup, İİK.'nun 169/a/1. maddesi gereğince itirazın duruşmalı olarak incelenmesinin zorunlu olduğu-
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu borca itiraz niteliğinde olup, anılan itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a-5 maddesi uyarınca; itirazın kabulü kararı ile takibin duracağı-
Ticari senetteki geçersiz imzanın sadece imza sahibi yönünden hükümsüzlük sonucu doğuracağı, senetteki her imza diğerinden bağımsız olarak sadece imza sahibini bağladığından “imzaların bağımsızlığı ilkesi”nin poliçeye atılı her geçerli imzanın “keşidecinin, cirantanın, avalistin, kabul eden muhatabın imzaları gibi” sahibini bağladığını, geçersiz imzaların sahiplerinin sorumlu tutulmamasına rağmen, poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade ettiği, geçerli imzaların sahiplerinin “başkasının imzasının geçersiz olduğunu” ileri sürerek, kambiyo senedinin sorumluluğundan kurtulamayacakları, geçersiz bir imza sahibini bağlamaz ise de ciro sebebini koparmayacağı-