HGK. 02.05.2019 T. E: 2017/11-70 , K: 518-
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, dava dilekçesinde müteselsil sorumluluk ilkesi gereği zararın tamamını, isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından (KTK mad. 85 ve 88) talep edebileceği- Somut olayda, dava ve ıslah dilekçesinde açıkça davalının kusuru oranında sorumlu tutulmasını istemediği, zararın müştereken ve müteselsilen davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmakla yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler gereği davalının müşterek ve müteselsilen sorumluluk ilkeleri gereği tazminatın yolcu kusuru dışında kalan %90 oranındaki kısmı için sorumluluğuna hükmetmek gerektiği- Davacı vekili tarafından, zarardan müteselsilen sorumlu olan araç maliki ve araç sigortacısına karşı dava açıldığı, dava devam ederken davalı malik yönünden davadan feragat edilmiş olduğu, bu durumda maddi tazminat davasından feragatinin, diğer davalıya etkisi ve sirayet edip etmeyeceğinin değerlendirilmesi gerektiği-
Destek tazminatı hesabı yapılırken, davacının malül kaldığı, devlet memuru olduğu, maaşını almaya devam ettiği hususları dikkate alınarak, hesaplanan miktardan mahsup edilmesi gerektiği- Karayolları Trafik Kanun kapsamında olmayan tedavi giderleri için, Sosyal güvenlik Kurumu değil, zarara sebep olan araç ilgililerin sorumlu olacağı- Somut olayda; davalı işletenin aracının işletilmesi sırasında doğacak zarar nedeniyle 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu trafik sigortacısı karşılamak durumunda olduğu, davacının bir ibraname ile 156.000,00 TL ödeme karşılığında davalı şirket yönünden feragat ettiği anlaşılmakla, şayet yeni alınacak bilirkişi raporu ile sigorta şirketinin ibra karşılığı davacıya yaptığı 156.000,00 TL ödemenin zararı tamamen karşılamaması halinde davalı işleten; poliçe limitini aşan miktarda zarar varsa limiti aşan kısımdan sorumlu olacağı (aradaki poliçe ilişkisi nedeniyle), eğer limitin altında bir zarar varsa davalı işleten ibra nedeni ile bu oranda sorumluluktan kurtulmuş olacağı, davalı araç sürücüsü ise poliçe ilişkisinin tarafı olmadığından ve haksız fiil sorumlusu olarak sürücünün sigorta şirketine rücu hakkı sözkonusu olmadığından, sigorta şirketi tarafından yapılan 156.000,00 TL ödeme kadar davalı sürücünün borcu sona ereceği, sigorta ödemesinin üstünde kalan zarar miktarından ise sürücünün sorumlu olacağı-
Trafik kazası nedeni ile tazminat istemine ilişkin davada, davalı şirketler kendi aralarındaki sözleşmeye göre bazı yükümlülüklerini belirlemiş olsalar da, bu hükümler davalıların kendi iç ilişkilerini düzenlemekte olup, zarar gören üçüncü kişi konumundaki davacıyı bağlamayacağı- Sözleşmenin niteliği itibariyle işin başından sonuna kadar salt tedarikçinin kontrolüne bırakılmadığı, sözleşmenin anahtar teslimi şeklinde olmadığı, davalı A.Ş.'nin kontrol ve sorumluluğunun da devam ettiği anlaşıldığından, manevi tazminattan sorumlu olacağı- Davalının, üçüncü kişilere verilecek zararlardan kusursuz ve tedarikçi şirket ile müteselsil sorumluluğu bulunduğu- Davacılar, davalı sigorta şirketinden almış olduğu ödeme neticesinde ibraname düzenlenmesi sonucu maddi tazminat talebinden feragat etmiş olup, olayda hakkın özünden feragat söz konusu olmayıp; davacı alacağına yargılama sırasında kavuştuğu için feragat edildiği, aslında davanın konusuz kaldığı ve davalıların kendilerine karşı dava açılmasına yine kendileri sebebiyet verdiğinden feragat nedeniyle reddedilen tazminat yönünden davalılar lehine davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Müteselsil sorumluluk ilkesi gereği, araçta yolcu olarak bulunan davacının kazanın oluşumunda kusuru bulunmadığından, zararın tamamını, isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebileceği- Davacı taraf, açıkça davalının kusuru oranında sorumlu tutulmasını istemediğine göre, davacının yolcu olarak bulunduğu dava dışı araç sürücüsünün de kusurunun bulunmasının davalının müteselsil sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı-
Davaya konu kazadaki kusur oranları ile davacıların tazminat alacaklarının hesaplanması ve davacı tarafın dava değerini ıslah yoluyla artırmasından sonrasında, sigorta şirketi hakkındaki davadan feragat edildiği; ıslah dilekçesiyle, davalılar arasındaki teselsülden açıkça vazgeçildiği ve "kusur oranında davalıların sorumluluğunun talep edildiği dikkate alındığında"; kazadaki kusur oranları gereği, davacılar desteğinin % 50 kusuruna denk gelen tazminat yönünden, diğer davalının sorumluluğunun devam ettiği, bu davalı hakkında davadan feragatin bulunmadığı ve davalı sigorta şirketi hakkındaki davadan feragatin diğer davalıya sirayet etmeyeceği- Kazadaki kusur oranları gereği davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapıldığı için o davalı hakkındaki davadan feragat edildiği ve diğer davalıdan kusur oranında talep edilen bedel, ıslah yoluyla artırılan 171.389,01 TL'nin yarısı olduğu halde, ıslah yoluyla artırılan miktarın tamamı talep edilmiş gibi kabul edilerek davacılar aleyhine fazla red vekalet ücretine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davalı kısıtlanmış ve kendisine vasi atanmışsa da, davacı banka tarafından kısıtlı ile imzalanan sözleşmeye istinaden destek kredisi verilip bu kredi de kullandırılmış, bilahare kullandırılan kredi geri ödeme planına bağlanarak bir kısım taksitler de ödenmiş olup davalı her ne kadar kullandığı krediden anapara yönünden sorumlu ise de, kısıtlı ile yapılan sözleşme geçerli olmadığından alacağın tespitinde sözleşme hükümlerinin uygulanamayacağı ve takip tarihi itibariyle sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanarak alacağın belirlenmesi gerektiği-
Davalılar dışında dayanışmalı olarak başka sorumluların da bulunmasının davalıların sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, davacı kendi kusuruna düşen kısım dışında kalan kısmı müteselsil sorumluların herhangi birini dava etmekle isteyebileceğinden dava dışı .......... Belediyesi'nin kusuru oranında da indirim yapılarak karar verilmesinin doğru olmadığı-
Taksirle orman yangını nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemi- Birlikte bir zarara yol açanların, zarara uğrayana karşı dayanışmalı (müteselsil) olarak sorumlu olduğu; zarar görenin, eyleme katılanların tümünün dayanışmalı olarak sorumlu tutulmasını isteyebileceği- Davalıların kusur oranlarının kendi aralarındaki rücu davasında gözetileceği- Kusur oranında tespit edilecek maddi zararın anılan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerektiği, davalıların kusur oranlarına göre ayrı ayrı sorumlu tutulmasının hatalı olduğu-
Kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat talebine-