. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; yolcuların uğradığı zararlar bakımından taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı, trafik sigortacısı ve varsa ihtiyarî malî sorumluluk sigortacısı arasındaki sorumluluğun müştereken ve müteselsil sorumluluk mu yoksa sıralı bir sorumluluk mu olduğu, buradan varılacak sonuca göre somut olay bakımından aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekip gerekmediği-
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 50. ve 51. maddelerinde düzenlenmiş bulunan teselsül kurallarının, birden çok kişinin birlikte bir zarara yol açması ve aynı zarardan dolayı sorumlu olmaları durumuna ilişkin olup zarara yol açanlar ile zarar gören arasındaki ilişkinin düzenlenmesine yönelik olduğu-Eldeki davanın, rücuen tazminat istemine ilişkin olup, tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olduğu- Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulacağı- Diğer bir deyişle; olay nedeniyle dava dışı polis memuruna nakdi tazminat ödeyen davacı idare, kusuru oranında sorumlulara rücu edebileceği-Şu durumda, rücuda teselsül olmayacağından, davalıların olayın meydana gelmesinde eşit oranda kusurlu olduğu ve davaya konu tazminattan mütesaviyen sorumlu tutulması gerektiği nazara alınmaksızın mahkemece takdir edilen zararın tamamından müteselsilen sorumlu tutulması usul ve yasaya uygun düşmediği-
Rücuen tazminat davası-
Haksız fiilden (işyerinden hırsızlıktan) kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin davada, birlikte hareket ederek zarara sebebiyet veren davalıların davacıya karşı zarardan müteselsil olarak sorumlu olduğu-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemi-
Trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemi-
Trafik kazasına bağlı ölüm nedeniyle manevi tazminat istemi-
İş kazası sonucu rücuen tazminat istemine ilişkin davada; işverenin müteselsilen sorumlu olacağı tutar, kendi kusur payı gözetilerek sorumlu tutulacağı miktarın (gelirin ilk peşin sermaye değeri X işverenin kusur oranı), üçüncü kişinin sorumlu olacağı tutarın (gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısı X üçüncü kişinin kusur oranı) ile toplamı kadar olması gerektiği, kanun koyucunun getirdiği "gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısı" sınırlaması karşısında üçüncü kişinin müteselsilen sorumlu tutulacağı miktarın ise, gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısı ile işveren de dahil olmak üzere tüm davalıların kusurları toplamının çarpımı sonucu elde edilecek tutar kadar olması gerektiği, bu yaklaşım ve uygulama, işvereni, iç ilişkide üçüncü kişiye rücu edemeyeceği miktarı kuruma ödemek zorunda bırakmadığından da hakkaniyete uygun olduğu-
Trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkin davada; olayda, davalılardan ilgili şirketin yüklenici, diğer davalının ise işveren olduğu, eylemin haksız fiil niteliğinde bulunduğu ve zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin talep edildiği, buna göre; kanuni düzenlemeler uyarınca davalılar, davacıya karşı müşterek ve müteselsil olarak sorumlu olduğundan, belirlenen maddi zararın anılan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerektiği-
Davacının, zararın tamamını müteselsil sorumlu olan davalı ve dava dışı Karayolları Genel Müdürlüğü’nden kusur oranlarıyla bağlı olmadan talep edebileceği- Hükme esas alınan bilirkişi raporundaki kusur oranları her ikisi arasındaki iç ilişkiyi ilgilendirmekte olduğundan, mahkemece, müteselsil borçluluğun genel ilkeleri göz ardı edilerek, davalının sadece kusuru oranında tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu-